Kayalar, mineraller, topraklar ve peyzajların yanı sıra bu özellikleri oluşturan ve şekillendiren süreçleri de içerdiğinden jeoçeşitlilik, doğanın canlı olmayan temel parçasıdır. Jeoçeşitlilik, biyoçeşitliliğin sessiz ortağıdır ve dünyadaki her ekosistem, varlığını sürdürebilmek için jeoçeşitliliğin bazı unsurlarına bağımlıdır.
Bu nedenle jeoçeşitlilik gıda üretimi, su yönetimi ve enerji üretiminin temelini oluşturmaktadır. Aynı zamanda yeşil geçişin de merkezinde yer almaktadır. Örneğin, akıllıca kullanıldığında, maden kaynakları zenginlik ve istihdam yaratırken kalkınmayı karbonsuzlaştırabilir, tüm bunlar sürdürülebilir bir gelecek için ön koşullardır.
Bu nedenle jeolojik süreçlerin anlaşılması ve farkındalığın arttırılması, geçmişi keşfetmek, öngörülemeyen bir geleceğe hazırlanmak ve sel yönetimi, iklim adaptasyonu da dâhil olmak üzere topraklarımızın, nehirlerimizin ve okyanuslarımızın sürdürülebilir yönetimine bilgi sağlamak için gereklidir. Eylül ayında Fas’ın orta kesiminde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem, geniş çaplı can kaybına ve büyük hasara yol açmıştır. Bunu Libya’daki Daniel Fırtınası izlemiş, şiddetli yağışlar liman kenti Derna’nın yukarısındaki iki barajın çökmesine neden olmuş ve sel tüm mahalleleri yıkıp geçmiştir.
Gerçekten de jeoçeşitlilik bize Dünya tarihinin farklı dönemlerindeki iklim değişikliğinin etkilerinin yanı sıra gezegenimizde yaşamın nasıl evrimleştiğinin yaklaşık dört milyar yıllık öyküsünü de öğretebilir. İşte bu nedenle UNESCO jeolojik mirasımızın çeşitliliğini teşvik etmeye ve korumaya kararlıdır.
Yer bilimleri alanında yetkili tek Birleşmiş Milletler organı olan UNESCO, 50 yılı aşkın bir süredir Uluslararası Yerbilimleri Programı aracılığıyla gezegenimizin jeolojik çeşitliliğinin daha iyi anlaşılmasını ve daha sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek için uluslararası işbirliğini desteklemektedir. UNESCO Küresel Jeoparklardaki eşsiz jeolojik manzaraları ve mirası, ayrıca birçok Biyosfer Rezervi ve Dünya Mirası alanlarında bulunan jeolojik çeşitliliği de korumaktadır.
Uluslararası Jeoçeşitlilik Günü, evlerimizde kullandığımız yapı malzemelerinden piller ve her yerde bulunan akıllı telefon gibi günlük eşyalara kadar günlük yaşamımızda çok önemli olan doğanın bu hayati ve genellikle göz ardı edilen kısmını hatırlamak için bir fırsattır.
Uluslararası Jeoçeşitlilik Günü aynı zamanda, evimiz dediğimiz bu gezegendeki herkesin jeoçeşitliliğin getirdiği faydalara eşit bir şekilde erişebilmesini sağlamak için çabalarımıza yeniden odaklanma şansıdır. Bu, gezegenimizin jeolojik tarihi ve çeşitliliği hakkında bilgi edinebilecekleri yerlere erişimini sağlamak ve yer bilimlerinde örgün eğitim, araştırma ve kariyer fırsatlarının herkese açık olmasını sağlamak anlamına gelmektedir.
UNESCO bu Uluslararası Gün’de, uluslararası toplumu jeoloji bilimlerinin potansiyelini harekete geçirmeye ve tanıdık manzaraları yeni gözlerle görmeye çağırmaktadır.
Bu yazı için, https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000387009?posInSet=1&queryId=N-5ae6c070-2603-4b15-82fe-0a37d131559e adresinde yer alan metinden faydalanılmış, yazının Türkçe çevirisi yapılmıştır.