UNESCO, evrensel öneme sahip şahsiyet veya tarihî olaylara ilişkin anma ve kutlama yıl dönümlerine, iki yılda bir üye devletlerin katılımlarıyla gerçekleştirilen Genel Konferans kararlarıyla belirlenen Yıl Dönümü Programında yer vermektedir. UNESCO Yürütme Kurulunun 2019 yılı Nisan ayında gerçekleştirilen 206. Oturumunun 30. Maddesinde alınan kararın Genel Konferansta benimsenmesine istinaden, Yıl Dönümü Programı, etkisinin genişletilmesi amacıyla revize edilmiştir. Yapılan düzenlemelerde coğrafi dağılım, toplumsal cinsiyet eşitliği dengesi, yöntem, kaynak bulma, ölçme ve değerlendirme, dönemsellik başlıkları öne çıkarılmaktadır. Her üye devletin iki yıllık bir dönem için iki öneride bulunabileceği belirtilmekte ve bu önerilerden birinin toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde olması beklenmektedir.
UTMK, dönemsel başvuru takvimine uygun olarak ilgili bakanlıklara, üniversitelere, STK’lara ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlara UNESCO tarafından belirlenmiş kriterleri ileterek anma ve kutlama yıl dönümlerine uygun öneriler yapılmasını beklemekte, gelen önerileri Yönetim Kurulu’nda değerlendirerek UNESCO’ya iletilecek adayları belirlemektedir. Belirlenen isimlerin önce UNESCO Yürütme Kurulu, ardından Genel Konferans tarafından onaylanmasından sonra UTMK, konuyu basın-yayın araçlarıyla kamuoyuna ve yazışmalar yoluyla ilgili kurumlara duyurarak gerekli farkındalıkların yaratılmasına çalışmakta, etkinlikler yapılmasını teşvik etmektedir. Gerçekleştirilmesi planlanan etkinliklerden Yönetim Kurulu tarafından uygun görülenleri ise danışsal olarak uzman ve akademisyenlerle, aynı zamanda UNESCO Türkiye Millî Komisyonu logosu ve UNESCO Genel Direktörlüğü tarafından hazırlanan yıl dönümü logosuyla desteklenebilmektedir.
Bu kapsamda UNESCO hedef ve idealleri ile ilgili alanlarda insanlığa yararı olan tanınmış kişi veya olaylara ilişkin 50 ve katlarının Anma ve Kutlama Yıl dönümleri olarak kabul edildiği programa, UNESCO 42. Genel Konferansı itibariyle UNESCO Türkiye Millî Komisyonu tarafından önerilen ve UNESCO Genel Konferansı tarafından kabul edilen 36 Anma ve Kutlama Yıl Dönümü bulunmaktadır:
Dîvânu Lugâti't-Türk’ün Yazılışının 950. Yıl Dönümü (1074)
Dîvânu Lugâti’t Türk, sözlük bilimci ve filolog Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan Türk lehçelerinin ilk ansiklopedik sözlüğüdür. Hem sözlük maddelerini hem de çok sayıda folklor maddesini içermektedir. Sadece Türkiye Türkleri için değil bütün Türk Dünyası için önemli bir kültür hazinesidir. On birinci yüzyılda Türklerin dili ve etnografyası için en zengin kaynaktır.Tarihte Dîvânu Lugâti't-Türk’ ten önce yazılmış dil bilgisi sözlükleri olma ihtimali vardır ancak yaklaşık 9000 kelimeyle birlikte en kapsamlı olanı Dîvânu Lugâti't-Türk’tür.
UNESCO’nun 7-22 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen 42. Genel Konferansı’nda 42 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Dîvânu Lugâti't-Türk’ün Yazılışının 950. Yıl Dönümü” Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan ortaklığında ve Macaristan, Moritanya, Fas ve Katar’ın desteğiyle 2024 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Ali Kuşçu’nun Vefatının 550. Yıl Dönümü (1474)
Ali Kuşçu 15. yüzyılda Türk-İslam Dünyası ve Orta Asya’nın en önemli bilim insanlarından biridir. Aynı zamanda bir ilahiyatçı, hukukçu, astronom, matematikçi ve fizikçi olan Ali Kuşçu dil ve edebiyat, felsefe alanı da dâhil olmak üzere çeşitli disiplinlerde üstün başarı gösteren değerli bir polimat olarak gelecek kuşak akademisyenler üzerinde etki oluşturmuştur. Ali Kuşçu’nun Vefatının 550. Yıl Dönümü Türkiye ve Özbekistan’ın ortak dosyası olarak Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kore, İngiltere, Japonya’nın desteğiyle UNESCO 2024 Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri Programına alınmıştır.
UNESCO’nun 7-22 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen 42. Genel Konferansı’nda 42 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Ali Kuşçu’nun Vefatının 550. Yıl Dönümü” Özbekistan ortaklığında ve Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kore, İngiltere ve Japonya’nın desteğiyle 2024 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Fuat Sezgin’in Doğumunun 100. Yıl Dönümü (1924)
Prof. Dr. Fuat Sezgin, hayatını tarih ve doğu bilimlerine, özellikle de İslam bilimleri, İslam felsefesi tarihi, tasavvuf, astronomi ve haritacılığa adamış Türk tarihçi ve akademisyendir. Yirminci yüzyılın en büyük İslam bilimleri tarihçilerinden biri olan Fuat Sezgin, başta Avrupa ve Orta Doğu olmak üzere birçok ülkede tanınmakta ve saygı görmektedir.
UNESCO’nun 7-22 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen 42. Genel Konferansı’nda 42 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince” Fuat Sezgin’in Doğumunun 100. Yıl Dönümü” Almanya ortaklığında ve Malezya, Sırbistan ve Katar’ın desteğiyle 2024 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Ziya Gökalp'in Vefatının 100. Yıl Dönümü (1924)
Ziya Gökalp, Türk düşünür, sosyolog, şair ve eğitimci olarak tanınır. Gökalp, özellikle Türk kültürü, sosyal yapısı ve milliyetçilik anlayışı üzerine yaptığı çalışmalarla bilinir. Eserleri ve fikirleri, Türkiye’nin sosyal ve kültürel yapısında kalıcı etkiler bırakmış, Cumhuriyet dönemi ideolojisinin oluşumuna katkıda bulunmuştur. Gökalp’in düşünceleri, hem akademik hem de pratik düzeyde, Türk toplumunun gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur.
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Romanya'nın desteği alınmış ve ulusal olarak ilan edilmiştir.
Âşık Veysel’in Vefatının 50. Yıl Dönümü (1973)
Âşık Veysel, Türk şair, besteci ve bağlama virtüözüdür. Türk halk şiirinin önde gelen isimlerinden biri olan ve 2009 yılında UNESCO’nun İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi’ne kaydedilen “Âşıklık Geleneğinin” en etkili temsilcilerinden birisidir.
UNESCO’nun 9-24 Kasım 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen 41. Genel Konferansı’nda 41C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Âşık Veysel’in Vefatının 50. Yıl Dönümü” Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Makedonya Macaristan, Özbekistan ile Ukrayna’nın desteğiyle 2023 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
El- Bîrûnî’nin Doğumunun 1050. Yıl Dönümü (973)
El-Bîrûnî, çok yönlü bilimsel çalışmalarıyla öne çıkmış bir filozoftur. Matematik, astronomi, fizik, tarih, coğrafya, jeoloji, tıp ve kimya gibi birçok alanda önemli eserler vermiştir. Aynı zamanda dilbilim, felsefe ve dinler tarihi üzerine çalışmaları da bulunmaktadır.
El-Bîrûnî, Hindistan'a yaptığı seyahatlerle Hint kültürü, bilimleri ve dinleri üzerine derinlemesine araştırmalar yapmış, bu sayede yazdığı "Tahkîk mâ li'l-Hind" (Hint Bilgisi Üzerine Araştırmalar) adlı eseriyle Hint kültürü hakkında Batı dünyasına ilk kapsamlı bilgileri sunmuştur. Bu eserde Hindistan'ın matematik ve astronomi bilgilerini de Batı ile tanıştırmıştır.
Astronomi alanında en bilinen çalışması "El-Kanûn el-Mesudî" adlı eseridir. Bu çalışmasında gök cisimlerinin hareketlerini incelemiş ve zamanının astronomik bilgisini özetlemiştir. Ayrıca dünyanın döndüğüne dair hipotezler geliştirmiş ve dünyanın çapını hesaplamaya çalışmıştır. Coğrafya alanında ise, yer şekillerinin nasıl oluştuğunu açıklayan öncü düşünceler ortaya atmıştır.
El-Bîrûnî'nin bir başka önemli eseri ise "Asarü’l-Bakiye" (Geçmiş Nesillerin Kalıntıları) adlı çalışmasıdır. Bu eser, çeşitli milletlerin tarihlerini, inançlarını ve takvim sistemlerini inceleyen çok yönlü bir araştırmadır. El-Bîrûnî, bu eserde tarih yazımına bilimsel bir yaklaşım getirmiştir.
UNESCO’nun 9-24 Kasım 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen 41. Genel Konferansı’nda 41C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “El- Bîrûnî’nin Doğumunun 1050. Yıl Dönümü” Özbekistan, İran İslam Cumhuriyeti ve Tacikistan desteğiyle 2023 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Süleyman Çelebi’nin Vefatının 600. Yıl Dönümü (1422)
Türk edebiyatının önemli isimlerinden mutasavvıf Süleyman Çelebi, Türk edebiyatına mevlid türünün kazandırılmasına öncülük etmiştir. Hz. Muhammed’in doğumu ve hayatı hakkında bilgi veren Vesîletü’n-Necât (Mevlid) eserinde yaşadığı dönemin kültürel, sosyal ve dini yaşamı hakkında ahlaki değerler çerçevesinde bilgilere yer verdiği görülmektedir. Süleyman Çelebi; Mevlid’in Rumca, Arapça, İngilizce, Almanca, Boşnakça, Arnavutça, Çerkesçe ve Gürcüce’ye yapılan çevirileriyle oldukça geniş bir kültür havzasında tesir icra etmiş bir şairdir. Böylelikle, Mevlid eserinde yer alan değerler ve Süleyman Çelebi’nin felsefesi İslam Devletleri başta olmak üzere Balkanlar ve Anadolu gibi geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Mevlid ritüeli de pek çok ülkede icra edilmeye devam etmektedir.
UNESCO’nun 9-24 Kasım 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen 41. Genel Konferansı’nda 41C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Süleyman Çelebi’nin Vefatının 600. Yıl Dönümü” Türkiye’nin önerisi; Azerbaycan, Bosna Hersek, Gürcistan, Kuzey Makedonya, Romanya ile Ukrayna’nın desteğiyle 2022 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Hacı Bektaş Veli’nin Vefatının 750. Yıl Dönümü (1271)
Hacı Bektaş Veli, 1290 – 1271 yılları arasında yaşamış bir Sufi üstat, yazar, şair, hümanist ve filozoftur. 13. yüzyılın büyük Türk filozofu olan Hacı Bektaş Veli, özellikle Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki birçok ülkede halk tarafından da bilinmekte ve saygı görmektedir.
Felsefenin temeli insanlık, insan hakları, toplumsal barış ve toplumsal eşitlik üzerine kurulu olduğunu, kadın ve erkeklere mütevazı olmayı, ruhlarını arındırmalarını ve olgunlaşmalarını öğüt olarak vermiştir.
UNESCO’nun 12-27 Kasım 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen 40. Genel Konferansı’nda 40 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Hacı Bektaş Veli’nin Vefatının 750. Yıl Dönümü” Türkiye’nin önerisi; Azerbaycan, İran, Kuzey Makedonya ve Romanya’nın desteğiyle 2021 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Yunus Emre’nin Vefatının 700. Yıl Dönümü (1321)
Türkçe şiirin öncülerinden olan Türk halk ve tasavvuf şiirinin usta şairi Yunus Emre, hem tasavvuf şirinin hem de âşık tarzı halk şiirinin güç kazanması ve yayılmasında etkili olmuş, öncülük etmiştir. Şiirlerinde işlediği insan sevgisi, hoşgörü, etik değerler doğudan batıya dünyanın birçok ülkesinde kabul görmüş, büyük coğrafyalara yayılmıştır. Şiirlerinin toplandığı Divan ve Risaletü'n-Nushiyye adlı eserlerinde genellikle insanlığa ulaştırmak istediği barış, sevgi ve ahlak konularındaki öğütlerine yer verdiği görülmektedir.
UNESCO’nun 12-27 Kasım 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen 40. Genel Konferansı’nda 40 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Yunus Emre’nin Vefatının 700. Yıl Dönümü” Türkiye’nin önerisi; Azerbaycan, Bosna-Hersek, Kuzey Makedonya ve Özbekistan’ın desteğiyle 2021 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Ahi Evran’ın Doğumunun 850. Yıl Dönümü (1171)
Filozof ve yazar olan Ahi Evran, meslek birliği ve esnaf teşkilatı olarak kabul gören Ahi Birliklerinin kurucusudur. Kafkasya'dan Orta Asya'ya, Anadolu'dan Balkanlara, Avrupa'dan Afrika'ya kadar pek çok ülkede Ahilik ilke ve düşünceleri etkili olmuştur. Ahilik, 13. yüzyıldan itibaren ticari kuruluşların, zanaat ve mesleklerin doğruluk ilkesi ışığında gelişmesine, üretimde kalitenin artmasına, üretici ve tüketici haklarının korunmasına katkı sağlamıştır.
UNESCO’nun 12-27 Kasım 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen 40. Genel Konferansı’nda 40 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Ahi Evran’ın Doğumunun 850. Yıl Dönümü” Türkiye'nin önerisi; Kuzey Makedonya ve Romanya’nın desteğiyle İran ve Azerbaycan ile ortak dosya olarak 2021 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Bilge Tonyukuk Anıtı’nın Dikilişinin 1300. Yıl Dönümü (720)
Bilge Tonyukuk Abidesi 720 yılında bugünkü Moğolistan sınırları içinde yer alan Bayn-Tsokto bölgesinde Bilge Tonyukuk tarafından dikilmiştir. Türk adının geçtiği ilk Türkçe metinleri içeren Abide, Göktürk dönemine ait tarihi olayları anlatmakta ve dönemin sosyal ve kültürel hayatına dair bilgiler sunmaktadır. Abidede birlik ve beraberlik mesajları verilirken, devlet yönetiminde bilgeliğin önemi vurgulanmaktadır.
UNESCO’nun 12-27 Kasım 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen 40. Genel Konferansı’nda 40 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Bilge Tonyukuk Anıtı’nın Dikilişinin 1300. Yıl Dönümü” Türkiye’nin önerisi; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan ve Özbekistan’ın desteğiyle 2020 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Kutadgu Bilig’in Yusuf Has Hacib tarafından Yazılışının 950. Yıl Dönümü (1069)
Hacı Bektaş Veli, 13. yüzyılın büyük düşünürü, şair ve mutasavvıfıdır. Bektaşi öğretisinin kurucularından olan Hacı Bektaş Veli'nin Kitübü'l-Fevõid, Fatiha Süresi Tefsiri, Şerh-i Besmele, Makâlât-ı Gaybiyye ve Kelimât-ı Ayniyye ve Makalát adlı eserleri bulunmaktadır. Hacı Bektaş öğretileri; hoşgörü ve barış dili kullanarak verdiği mesajlarla Anadolu, Balkanlar, Orta Doğu, Asya, Avrupa, Amerika. Avustralya ve Kuzey Afrika'ya yayılmıştır.
UNESCO’nun 30 Ekim-14 Kasım 2017 tarihlerinde gerçekleştirilen 39. Genel Konferansı’nda 39 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Kutadgu Bilig’in Yusuf Has Hacib tarafından Yazılışının 950. Yıl Dönümü” Türkiye'nin önerisi; Azerbaycan ve Kazakistan’ın desteğiyle 2019 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Atebetü'l-Hakayık’ın Basılışının 100. Yıl Dönümü (1918)
12. yüzyılda Edip Ahmed b. Yüknekî tarafından yazılmış manzum bir ahlak ve öğüt kitabı niteliğindeki eserde din ve toplum hayatı bakımından yararlı görülen ahlak kuralları, iyi ve doğru insan olmanın faziletleri, erdemli davranmanın önemine yer verilmiş ve bilginin yararı, alçak gönüllülük, cömertlik, kibrin ve cimriliğin kötülüğü gibi konular işlenmiştir.
“Hakikatlerin Eşiği” anlamına gelen Atebetü'l-Hakayık, doğuştan görme engelli şair Edip Ahmet Yükneki tarafından 12. yüzyılda yazılmış bir el yazmasıdır. Türk Edebiyatı’nın en eski kitaplarından biri olan kitap, insanların iyi eğitimli olmaları ve ahlaki ilkelere sahip olmaları için gerekli olan erdemler hakkında öğütler içermektedir. Bu nedenle kitap erdem etiğinin özünü tasvir eder.
UNESCO’nun 30 Ekim-14 Kasım 2017 tarihlerinde gerçekleştirilen 39. Genel Konferansı’nda 39 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Atebetü'l-Hakayık’ın Basılışının 100. Yıl Dönümü” Türkiye'nin önerisi; Kazakistan ve Kırgızistan’ın desteğiyle 2018 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Hoca Ahmed Yesevi’nin Vefatının 850. Yıl Dönümü (1166)
12. Yüzyılın Mutasavvıf Şairi Ahmed Yesevi, “Hikmet” adı verilen şiirleriyle Türk dünyasında önemli bir yere sahiptir. Divan-ı Hikmet’te toplanan şiirlerinde tasavvufu halkın anlayacağı sade ve açık bir dille getirmiştir. Şiirlerinin konusunu İslam anlayışı, sevgi, hoşgörü, cömertlik ve insanlık değerleri oluşturmaktadır. Edebî, entelektüel ve menkıbevi hayatıyla Türkistan’dan Türkiye’ye uzaman pek çok tasavvufi akımın ve şiir tarzının öncüsü olarak tanınmaktadır.
Fuad Köprülü’nün Vefatının 50. Yıl Dönümü (1966)
Mehmed Fuad Köprülü 20. Yüzyılın en önemli Türk bilim adamı ve entelektüellerinden biridir. Mehmed Fuad Köprülü, Türk tarihi, edebiyatı ve kültürüne yönelik modern ve bilimsel araştırmaların öncüsüdür. Hoca Ahmet Yesevi ve Yunus Emre’yi Türk edebiyatı tarihi açısından ele aldığı Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eseri alanında bir ilktir. Türk edebiyatı tarihi, edebiyat araştırma ve inceleme metodolojisi, Türk kültür ve medeniyet tarihi, folklor çalışmaları gibi pek çok alanda eser vermiştir.
UNESCO’nun 3-18 Kasım 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen 38. Genel Konferansı’nda 38 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Fuad Köprülü’nün Vefatının 50. Yıl Dönümü” Türkiye'nin önerisi; Azerbaycan ve Kazakistan’ın desteğiyle 2016 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Matrakçı Nasuh’un Vefatının 450. Yıl Dönümü (1564)
Matrakçı Nasuh, 16. yüzyılda Osmanlı döneminde yaşamış önemli bir Türk minyatürcüsü, matematikçisi, haritacısı, tarihçi ve şairdir.
Matrakçı Nasuh'un en bilinen yönlerinden biri minyatür sanatçısı olarak yaptığı eserlerdir. İstanbul, Tebriz, Bağdat, Halep ve Balkan şehirleri gibi birçok şehri kuş bakışıyla ve detaylı bir şekilde minyatürlerle betimlemiştir. Onun eserlerinde coğrafi mekânlar, şehirler, askeri sefer güzergâhları ve kaleler büyük bir titizlikle resmedilmiştir. En ünlü eserlerinden biri, Kanuni Sultan Süleyman’ın Irakeyn Seferi'ni (1534) detaylı bir şekilde betimlediği minyatürlerden oluşan "Tarih-i Feth-i Şikloş, Estergon ve İstunibelgrad" adlı kitabıdır. Burada yer alan minyatürlerde sefer sırasında geçilen şehirler ve yollar tüm ayrıntılarıyla çizilmiştir.
Matrakçı Nasuh aynı zamanda matematik ve geometri alanında da önemli çalışmalar yapmıştır. Yazdığı matematik kitapları arasında "Cemâlü’l-Küttâb" ve "Kemalü’l-Hisâb" gibi eserler bulunmaktadır. Bu eserlerde matematiksel işlemleri ve pratik hesaplamaları konu almış, matematik eğitimine önemli katkılar sağlamıştır.
UNESCO’nun 5-20 Kasım 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen 37. Genel Konferansı’nda 37 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Matrakçı Nasuh’un Vefatının 450. Yıl Dönümü” 2014 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nin Kuruluşunun 100. Yıl Dönümü (1914)
İslam sanatının ve Osmanlı dönemi sanatının gelişimini ve çeşitliliğini yansıtan eserleri bünyesinde barındıran Müze, Osmanlı İmparatorluğu ve İslam dünyasının sanat eserlerini bir araya getirerek zengin bir kültürel miras sunmaktadır.
UNESCO’nun 5-20 Kasım 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen 37. Genel Konferansı’nda 37 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nin Kuruluşunun 100. Yıl Dönümü” 2014 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
İsmail Gaspıralı’nın Vefatının 100. Yıl Dönümü (1914)
İsmail Gaspıralı, eğitimci, yazar, gazeteci ve fikir adamıdır. Türk dünyasında modernleşme hareketinin öncülerinden biri olarak kabul edilen Gaspıralı, özellikle eğitim, dil ve kültür alanında yaptığı reformlarla tanınır. Türk dünyasının birliği için yaptığı çalışmalar, onun tarih sahnesinde önemli bir yer edinmesini sağlamıştır.
Gaspıralı'nın en büyük ideallerinden biri, Türk halklarının dil ve kültür birliği içinde gelişmesiydi. Bu düşünceyi özetleyen ünlü sloganı, “Dilde, fikirde, işte birlik” olmuştur. Bu bağlamda, farklı Türk lehçelerinin ortak bir anlaşılabilir dil oluşturması gerektiğini savunmuş ve bu doğrultuda çalışmalar yapmıştır. Türk dünyasında aydınlanmanın ancak eğitimle mümkün olacağını düşünerek eğitim reformlarına büyük önem vermiştir. Usul-i Cedid adı verilen yeni eğitim yöntemini geliştirmiş ve bu yöntemi okullarda yaygınlaştırmıştır. Bu sistem, modern bilimlerin ve Türk dilinin öğretildiği, çağdaş eğitim kurumları oluşturmaya yönelik bir girişimdir.
Gaspıralı, aynı zamanda "Tercüman" adlı gazetenin kurucusudur. 1883 yılında Bahçesaray’da yayımlanmaya başlayan bu gazete, Türk dünyasında modern basının ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir. "Tercüman", sadece Kırım Tatarları arasında değil, geniş bir coğrafyada Türk ve Müslüman halklar arasında okunmuş ve büyük bir etki yaratmıştır. Gazete, halkın aydınlanması, modernleşmesi ve ortak bir kimlik geliştirmesi için önemli bir araç olmuştur. Türkçeyi sadeleştirerek ve anlaşılır hale getirerek halk arasında yaygınlaştırmıştır.
Eğitim ve basın faaliyetlerinin yanı sıra, Gaspıralı'nın kadın hakları ve sosyal reformlar konusundaki düşünceleri de dikkat çekicidir. Kadınların eğitimi ve toplumsal yaşama katılımı gerektiğini savunmuş, bu amaçla gazetesinde kadın haklarıyla ilgili yazılara da yer vermiştir. "Âlem-i Nisvan" adlı ilk Türkçe kadın dergilerinden biri, onun teşvikiyle yayımlanmıştır.
Modern Türk dünyasının inşasında büyük bir rol oynayan Gaspıralı, 20. yüzyılın başındaki aydınlanma ve reform hareketlerinin sembol isimlerinden biri olarak kabul edilir.
UNESCO’nun 5-20 Kasım 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen 37. Genel Konferansı’nda 37 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “İsmail Gaspıralı’nın Vefatının 100. Yıl Dönümü” 2014 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Halide Edip Adıvar’ın Vefatının 50. Yıl Dönümü (1964)
Halide Edip Adıvar, kadın haklarına ve onların özgürleşmesine kendini adamış bir Türk yazar, gazeteci, sosyal filozof, akademisyen ve kamu figürüdür. 20. Yüzyılın seçkin Türk kadınlarından olan Halide Edip, ayrıca 1949’da UNESCO Türkiye Millî Komisyonu’nun yönetim kurulunda üye olarak yer almıştır.
UNESCO’nun 5-20 Kasım 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen 37. Genel Konferansı’nda 37 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Halide Edip Adıvar’ın Vefatının 50. Yıl Dönümü” 2014 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Pîrî Reis Dünya Haritasının 500. Yıl Dönümü (1513)
Pîrî Reis’in Dünya Haritası, 1513 yılında Osmanlı denizcisi ve haritacısı Pîrî Reis tarafından çizilmiş ve dünya haritacılığında önemli bir yer edinmiştir. Bu harita, özellikle Yeni Dünya'nın keşfinden kısa bir süre sonra çizilmiş olması nedeniyle tarihi değeri büyük olan bir eserdir. Harita, bugün mevcut olan kısmıyla Güney Amerika’nın doğu kıyılarını, Afrika kıtasının batı kıyılarını ve Atlantik Okyanusu’nu detaylı bir şekilde göstermektedir.
Pîrî Reis’in Dünya Haritası, hem denizcilik tarihinin önemli belgelerinden biri olarak kabul edilmekte hem de Osmanlı dönemindeki bilimsel ilerlemeyi ve dünya görüşünü yansıtan önemli bir kültürel miras olarak değerlendirilmektedir.
UNESCO’nun 25 Ekim - 10 Kasım 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen 36. Genel Konferansı’nda 36 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Piri Reis Haritasının 500. Yıl Dönümü” 2013 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Müzisyen Buhurizade Mustafa Itrî’nın Vefatının 300. Yıl Dönümü (1712)
Dönemin Osmanlı Türk musikisinde önemli bir besteci olan Itrî, dönemin sosyal ve kültürel dokusunu yansıtarak kültürel ifadenin çeşitliliğine katkı sağlamıştır, günümüzde etkisini halen sürdürmektedir.
Buhurizade Mustafa Itrî, Türk musikisinin gelişiminde önemli bir kilometre taşıdır ve onun sanatı, Türk müziği geleneğinin devamında büyük bir rol oynamıştır.
UNESCO’nun 25 Ekim - 10 Kasım 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen 36. Genel Konferansı’nda 36 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Müzisyen Buhurizade Mustafa Itrî’nin Vefatının 300. Yıl Dönümü” 2012 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Yusuf Nâbî’nin Vefatının 300. Yıl Dönümü (1712)
Yusuf Nâbî, Osmanlı Devleti döneminde yaşamış önemli bir divan şairi, yazar ve düşünürdür. Aslen Urfa doğumlu olan Nâbî, divan edebiyatında hikemî (öğretici) tarzın en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Şiirlerinde derin bir bilgi birikimi, felsefi ve ahlaki öğütler öne çıkar.
Nâbî’nin en önemli özelliklerinden biri, şiirlerinde ahlakî ve felsefî konuları işlemesidir. En önemli eserlerinden biri olan "Hayriyye", Nâbî'nin didaktik şiir anlayışını en iyi yansıtan eseridir. Oğlu için yazdığı bu mesnevi, ahlakî öğütlerle doludur ve gençlere yol gösterici bir eser olarak kabul edilir. Bu eserde, oğlu üzerinden gençlere ahlaklı, erdemli ve doğru bir yaşam sürmeleri konusunda öğütler verir.
UNESCO’nun 25 Ekim - 10 Kasım 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen 36. Genel Konferansı’nda 36 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Yusuf Nâbî’nin Vefatının 300. Yıl Dönümü” 2012 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Mimar ve Şehir Planlamacı Kemal Ahmet Arû’nun Doğumunun 100. Yıl Dönümü (1912)
Kemal Ahmet Arû, Türkiye’nin önemli mimarlarından biri olarak tanınır. Türkiye’nin modernleşme sürecinde özellikle kentsel planlama ve mimarlık alanında yaptığı çalışmalarla dikkat çeken Arû, birçok önemli projeye imza atmış ve Türkiye’de modern mimarlık anlayışının yerleşmesinde önemli rol oynamıştır. Hem akademisyen hem de mimar olarak Türkiye’nin imar ve yapılaşma sürecine katkıda bulunmuştur. Şehir planlama konusundaki çalışmaları, şehirlerin sürdürülebilir gelişimi ve insan yaşam kalitesinin artırılması açısından önem teşkil etmektedir.
UNESCO’nun 25 Ekim - 10 Kasım 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen 36. Genel Konferansı’nda 36 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Mimar ve Şehir Planlamacı Kemal Ahmet Aru’nun Doğumunun 300. Yıl Dönümü” 2012 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Evliya Çelebi’nin Doğumunun 400. Yıl Dönümü (1611)
Osmanlı döneminin en ünlü gezginlerinden ve yazarlarından olan Evliya Çelebi, seyahatlerini ve gözlemlerini aktardığı "Seyahatnâme" adlı eseriyle tanınır. Bu eser, hem edebi bir başyapıt olarak kabul edilir hem de Osmanlı coğrafyasındaki şehirler, insanlar, kültürel yaşam ve sosyal düzen hakkında zengin bilgiler içerir.
Genç yaşlarda gezmeye olan ilgisi nedeniyle Osmanlı İmparatorluğu'nun farklı bölgelerini ve imparatorluk dışındaki toprakları gezmiştir. Seyahatleri 40 yılı aşkın bir süre boyunca sürmüş ve sadece Osmanlı topraklarında değil, aynı zamanda Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın birçok bölgesini de kapsamıştır.
Seyahatnâme, onun gördüğü yerlerin coğrafyasını, toplumsal yaşamını, mimarisini, geleneklerini ve hatta mistik olaylarını detaylı bir şekilde anlatan çok ciltli bir eserdir. Evliya Çelebi'nin gözlemleri, tarihçilere ve araştırmacılara o dönemin toplumsal yapısını ve kültürel çeşitliliğini anlamada önemli bir kaynak sunar.
UNESCO’nun 6 - 23 Ekim 2009 tarihlerinde gerçekleştirilen 35. Genel Konferansı’nda 35 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Evliya Çelebi’nin Doğumunun 400. Yıl Dönümü” 2011 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Ressam, Arkeolog ve Sanat Uzmanı Osman Hamdi Bey’in Vefatının 100. Yıl Dönümü (1910)
Osmanlı Dönemi’nde yaşamış önemli bir Türk ressamı, arkeoloğu ve müze kurucusu olan Osman Hamdi Bey, İstanbul Arkeoloji Müzeleri'ni kurarak binlerce yıllık kültürel eserlerin toplanmasını, korunmasını ve sergilenmesini sağlayarak kültürel mirasın korunması amacına hizmet eden önemli bir figürdür.
UNESCO’nun 6 - 23 Ekim 2009 tarihlerinde gerçekleştirilen 35. Genel Konferansı’nda 35 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Osman Hamdi Bey’in Vefatının 100. Yıl Dönümü” 2011 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Kâtip Çelebi’nin Doğumunun 400. Yıl Dönümü (1609)
Osmanlı dönemi tarihçisi, coğrafyacısı ve bibliyografyasıyla tanınan önemli bir bilim insanı olan Kâtip Çelebi, Osmanlı İmparatorluğu'nun 17. yüzyıldaki en parlak entelektüellerinden biri olarak kabul edilir.
Kâtip Çelebi, çalışmalarıyla yalnızca Osmanlı ilim dünyasında değil, aynı zamanda Avrupa'da da tanınan bir bilim insanı olmuştur. Bilgiye ve ilme olan merakı, eserlerinde çok yönlülüğünü ve entelektüel derinliğini ortaya koyar. Bibliyografya, coğrafya, tarih ve İslami bilimler gibi çeşitli alanlarda eserler veren Kâtip Çelebi, Osmanlı'nın düşünce hayatına büyük katkılarda bulunmuş bir figürdür.
UNESCO’nun 16 Ekim - 3 Kasım 2007 tarihlerinde gerçekleştirilen 34. Genel Konferansı’nda 34 C/14 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Kâtip Çelebi’nin Doğumunun 400. Yıl Dönümü” 2009 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Kaşgarlı Mahmud’un Doğumunun 1000. Yıl Dönümü (1008)
Kaşgarlı Mahmud, Türk dili ve kültürü üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan büyük bir dil bilimci, sözlükçü ve tarihçidir. Türk dilinin ilk kapsamlı sözlüğünü hazırlayan Kaşgarlı Mahmud, özellikle "Divânü Lügati't-Türk" adlı eseriyle tarihe damgasını vurmuştur. Bu eser, 11. yüzyılda Türk dillerinin kelime hazinesi, gramer yapısı ve kültürel unsurlarını içeren önemli bir dilbilim çalışmasıdır.
Divânü Lügati't-Türk, 1072-1074 yılları arasında yazılmış olup, Türkçenin o dönemde konuşulan lehçelerini kapsayan bir sözlük ve gramer kitabıdır. Arapça yazılan bu eser, Arap coğrafyasına Türk dilini öğretme amacı taşır ve Türk dünyasının coğrafi, etnografik ve kültürel yapısı hakkında da bilgi sunar. Eserde, Türk boylarının özellikleri, yaşam biçimleri, gelenekleri ve dilleri üzerine değerli bilgiler yer alır.
Divânü Lügati't-Türk sadece bir sözlük değil, aynı zamanda Türk dilinin ve kültürünün korunması ve anlaşılması için önemli bir kaynak olarak kabul edilir. Eserde yer alan atasözleri, deyimler ve şiir örnekleri, dönemin Türk toplumunun yaşamına dair ipuçları verir. Ayrıca eser, Türklerin yaşadığı coğrafyayı gösteren bir harita içerir ki bu harita, dönemin coğrafi bilgisini de yansıtan nadir kaynaklardan biridir. "Divânü Lügati't-Türk", bugün Türkoloji çalışmalarında hala temel kaynaklardan biri olarak kabul edilmekte ve Türk dilinin tarihi hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.
UNESCO’nun 16 Ekim - 3 Kasım 2007 tarihlerinde gerçekleştirilen 34. Genel Konferansı’nda 34 C/14 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Kaşgarlı Mahmud’un Doğumunun 1000. Yıl Dönümü” 2008 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî’nin Doğumunun 800. Yıl Dönümü (1207)
Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî, İslam dünyasının en büyük mutasavvıflarından ve şairlerinden biridir. Günümüzde kısaca Mevlânâ olarak bilinen Rûmî, dünya genelinde özellikle tasavvuf felsefesi, aşk, insanlık ve hoşgörü üzerine derin düşünceleriyle tanınır. Eserleri ve öğretileri, yüzyıllar boyunca hem Doğu hem de Batı'da büyük bir yankı uyandırmıştır. En önemli eseri "Mesnevî" olup, bu eser tasavvuf edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.
İnsanlık ve sevgi gibi evrensel değerleri vurgulayan, hoşgörüyle yaklaşımı, sevgi ve barış içinde yaşamı teşvik eden öğretileriyle Mevlânâ, UNESCO’nun benimsediği evrensel değerlerin korunması ve küresel barışın sağlanması değerleri için önemli bir örnek teşkil etmektedir.
UNESCO’nun 3 - 21 Ekim 2005 tarihlerinde gerçekleştirilen 33. Genel Konferansı’nda 33 C/12 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Mevlânâ Celâleddîn-î Belh-î Rûmî’nin Doğumunun 800. Yıl Dönümü” 2007 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Nazım Hikmet’in Doğumunun 100. Yıl Dönümü (1902)
Nazım Hikmet Ran, Türkiye’nin en önemli şairlerinden, oyun yazarlarından ve düşünürlerinden biridir. Hem Türkiye'de hem de dünya edebiyatında öncü bir figür olarak kabul edilen Nazım Hikmet, serbest nazım tarzını Türk şiirine kazandırmış ve toplumsal gerçekçi şiirleriyle tanınmıştır. İnsan hakları, özgürlük, adalet, eşitlik, barış ve insan sevgisi temalarını işlediği eserleriyle kültürel ifade çeşitliliğinin önemli bir parçasıdır.
UNESCO’nun 15 Ekim - 3 Kasım 2001 tarihlerinde gerçekleştirilen 31. Genel Konferansı’nda 31 C/15 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Nazım Hikmet’in doğumunun 100. Yıl Dönümü” 2002 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Şeyh Galip’in Vefatının 200. Yıl Dönümü (1799)
Şeyh Galip, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde önemli bir mutasavvıf, şair ve tasavvuf öğretisidir. Osmanlı divan edebiyatının önemli temsilcilerinden biri olan Şeyh Galip, özellikle "Hüsn ü Aşk" adlı eseriyle tanınır. Bu eser, tasavvuf ve halk edebiyatı arasında köprü kuran bir başyapıt olarak kabul edilir.
UNESCO’nun 21 Ekim - 12 Kasım 1997 tarihlerinde gerçekleştirilen 29. Genel Konferansı’nda 29 C/48 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Şeyh Galip’in Vefatının 200. Yıl Dönümü” 1999 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Osmanlı Bilim ve Kültür Mirasının ve Çok Uluslu Yönlerinin Oluşumunun Başlangıcının 700. Yıl Dönümü (1299)
Osmanlı Bilim ve Kültür Mirası, geniş bir coğrafyada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu’nun, tarih boyunca biriktirdiği bilimsel, kültürel ve entelektüel mirası ifade eder. Osmanlı İmparatorluğu'nun çok uluslu yapısı ve çeşitli kültürel etkileşimler, bu mirasın oluşumunda önemli rol oynamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun bilimsel ve kültürel gelişimleri, tarih boyunca farklı medeniyetlerle olan etkileşimlerinin bir yansımasıdır. Bu süreç, Osmanlı İmparatorluğu’nun çok uluslu yapısının ve kültürel çeşitliliğinin bilime ve sanata olan katkılarını da gözler önüne serer.
UNESCO’nun 21 Ekim - 12 Kasım 1997 tarihlerinde gerçekleştirilen 29. Genel Konferansı’nda 29 C/48 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Osmanlı Bilim ve Kültür Mirasının ve Çok Uluslu Yönlerinin Oluşumunun Başlangıcının 700. Yıl Dönümü” 1999 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Hasan Ali Yücel’in Doğumunun 100. Yıl Dönümü (1897)
Hasan Ali Yücel, Türk eğitimci, yazar, şair ve kültür adamıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin erken dönem kültürel ve eğitim reformlarının önemli figürlerinden biri olarak tanınır. Eğitim alanındaki katkıları ve Türk kültürüne yaptığı hizmetlerle bilinmekte olan Hasan Ali Yücel’in eğitim ve kültür alanındaki reformist yaklaşımları, UNESCO'nun kültürel çeşitliliği koruma, eğitimde fırsat eşitliği sağlama ve insan haklarına saygı gösterme gibi hedefleriyle uyumlu bir şekilde değerlendirilmektedir.
UNESCO’nun 25 Ekim - 16 Kasım 1995 tarihlerinde gerçekleştirilen 28. Genel Konferansı’nda 28 C/5 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Hasan Ali Yücel’in Doğumunun 100. Yıl Dönümü” 1997 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Nasreddin Hoca’nın Vefatının 700. Yıl Dönümü (1296)
Nasreddin Hoca, halk kültürünün önemli figürlerinden biri olarak bilinir ve Türk, Arap, Fars ve diğer Orta Doğu kültürlerinde geniş bir üne sahiptir. Efsanevi bir halk filozofu, komedyen ve bilge olarak tanınan Nasreddin Hoca, genellikle mizahi hikâyeler, fıkralar ve halk masallarıyla bilinir.
Nasreddin Hoca, halk hikâyeleri ve mizahi fıkralarıyla bilge bir karakter olarak anılır. Onun hikâyeleri, sadece eğlenceli değil, aynı zamanda derin düşünce ve ahlaki mesajlar taşıyan eserlerdir. Hem geçmişin hem de günümüzün kültürel hayatında önemli bir yer tutar ve bu yönüyle halk edebiyatının canlı bir temsilcisi olarak kabul edilir.
Hikâyeleriyle farklı kültürel pratikleri ve değerleri yansıtan, Anadolu'dan Orta Doğu'ya kadar geniş bir coğrafyada yayılmış ve farklı topluluklar arasında ortak bir anlayış oluşturan Nasreddin Hoca’nın etkisi, kültürel çeşitliliğin korunması ve anlaşılmasına katkı sağlamaktadır.
UNESCO’nun 25 Ekim - 16 Kasım 1995 tarihlerinde gerçekleştirilen 28. Genel Konferansı’nda 28 C/5 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Nasreddin Hoca’nın ölümünün 700. Yıl Dönümü” 1996 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Şair Fuzûlî (Mehmed bin Süleyman Fuzûlî)’nin Doğumunun 500. Yıl Dönümü (1495)
Fuzûlî, Osmanlı döneminin en önemli şairlerinden ve Divan edebiyatının önemli temsilcilerinden biridir. Gerçek adı Mehmed bin Süleyman Fuzûlî olan Fuzûlî, özellikle gazel, kaside ve mesnevi türlerinde yazdığı eserlerle tanınır. Şiirlerinde aşk, tasavvuf ve insanın içsel dünyası gibi temaları işler ve lirizm ile derin duygusal ifadelerle dikkat çeker.
Eserleriyle evrensel duyguların paylaşılması ve aktarılmasına katkı sağlayan, günümüzde eğitimde bir kaynak olarak eserlerinden yararlanılmaya devam edilen Fuzûlî, sanatın ve edebiyatın evrensel dili aracılığıyla kültürel diyaloğu teşvik etmektedir.
UNESCO’nun 25 Ekim - 16 Kasım 1993 tarihlerinde gerçekleştirilen 27. Genel Konferansı’nda 27 C/3,1 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Şair Fuzûlî’nin Doğumunun 500. Yıl Dönümü” 1995 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Uluğ Bey’in Doğumunun 600. Yıl Dönümü (1394)
Uluğ Bey, Timurlu Devleti’nin beşinci hükümdarı ve ünlü bir astronom, matematikçi ve devlet adamıdır. Gerçek adı Mirza Ulugh Beg olan Uluğ Bey, özellikle bilimsel çalışmaları ve gözlemleri ile tanınır. Timurlu Devleti’nin başkenti olan Semerkand’da bilim ve kültürün gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur.
UNESCO’nun 25 Ekim - 16 Kasım 1993 tarihlerinde gerçekleştirilen 27. Genel Konferansı’nda 27 C/3,1 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Uluğ Bey’in Doğumunun 600. Yıl Dönümü” 1994 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Yunus Emre’nin Doğumunun 750. Yıl Dönümü (1241)
Yunus Emre, Anadolu'nun tasavvufi ve halk edebiyatı geleneğinde derin bir iz bırakmış, halk arasında manevi ve ahlaki değerleri yayma konusunda önemli bir rol oynamıştır. Şiirleri, hem içerdiği derin düşünceler hem de halk diliyle ifade edilişi açısından geniş bir etki alanına sahiptir. Yunus Emre, günümüzde de halk edebiyatı ve tasavvuf düşüncesinin önemli bir temsilcisi olarak anılmaktadır.
UNESCO’nun 17 Ekim - 16 Kasım 1989 tarihlerinde gerçekleştirilen 25. Genel Konferansı’nda 25 C/7,1 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Yunus Emre’nin Doğumunun 750. Yıl Dönümü” 1991 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Mimar Sinan’ın Vefatının 400. Yıl Dönümü (1588)
Mimar Sinan, Osmanlı İmparatorluğu'nun 16. yüzyıldaki en ünlü mimarı olarak bilinmektedir. “Koca Mimar Sinan” olarak da bilinen Sinan, Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik döneminin mimari alandaki başlıca temsilcilerindendir ve birçok önemli yapı ile anılır. Osmanlı mimarisinin en önemli isimlerinden biri olarak kabul edilir. Onun eserleri, hem mühendislik hem de estetik açıdan mimarlık tarihinin zirve örnekleri arasında yer alır. Sinan’ın yapıları, zarif tasarımları, teknik yenilikleri ve estetik değerleriyle hem dönemin hem de sonraki dönemlerin önemli miraslarından biridir.
UNESCO’nun 20 Ekim - 20 Kasım 1987 tarihlerinde gerçekleştirilen 24. Genel Konferansı’nda 24 C/15.1 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Mimar Sinan’ın Vefatının 400. Yıl Dönümü” 1988 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumunun 100. Yıl Dönümü (1881)
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan, modernleşme ve reform hareketlerinin öncüsü olan önemli bir liderdir. Onun önderliğinde gerçekleştirilen reformlar, Türkiye'nin modern bir devlet haline gelmesini sağlamış ve onun fikirleri, bugün de Türk toplumu tarafından büyük bir saygıyla anılmaktadır.
Atatürk, eğitimde modernleşmeye büyük önem vermiştir. Eğitim reformlarıyla, hem kız hem de erkek çocuklar için eşit eğitim fırsatları sağlamış ve eğitim sistemini modernleştirmiştir.
Atatürk, bilimin ve akılcılığın toplumsal gelişim için temel olduğunu vurgulamış ve bilimsel araştırmaları teşvik etmiştir.
Atatürk, iç ve dış politikalarda barışçıl bir yaklaşım benimsemiş, Türkiye'nin uluslararası alanda barışçıl ilişkiler kurmasını hedeflemiştir.
Atatürk, toplumsal eşitlik ve adalet ilkelerini savunmuş, özellikle kadın hakları konusunda önemli reformlar yapmıştır.
UNESCO’nun 24 Ekim - 28 Kasım 1978 tarihlerinde gerçekleştirilen 20. Genel Konferansı’nda 20 C/15.1 sayılı belgesi çerçevesinde alınan karar gereğince “Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumunun 100. Yıl Dönümü” 1981 UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınmıştır.