© UNESCO
Yapay zekâ alanındaki hızlı teknolojik gelişmeler, disiplinleri, ekonomileri ve endüstrileri dönüştürmekte ve insan olmanın anlamına dair fikirleri sorgulatmaktadır.
Yapay zekâ, paha biçilmez hizmetlerin geliştirilmesini mümkün kılmakta ve yaşamlarımızın giderek daha fazla alanında yer almaktadır. Veri, donanım ve bağlantısallık temelinde inşa edilen yapay zekâ; algılama, problem çözme, dilsel etkileşim veya yaratıcılık gibi insan zekâsını taklit etme yeteneğine sahiptir. Bu teknolojiler, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin hedeflerine ulaşılmasına katkı sağlamaktadır.
Ancak, bu hızlı değişimler önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. UNESCO, yapay zekânın etik boyutlarından eğitime etkisine, toplumsal cinsiyet eşitliğinden hükümetler ve yargı için kapasite geliştirmeye kadar bu konuların tümünü ele almaktadır.
© UNESCO/ Getty Images / ivanastar
UNESCO, sahip olduğu benzersiz yetkiyle, bilim ve teknolojinin güçlü etik ilkeler doğrultusunda gelişmesini sağlamak için onlarca yıldır uluslararası çabalara öncülük etmektedir.
Genetik araştırmalar, iklim değişikliği ya da bilimsel araştırma alanlarında olsun, UNESCO bilimsel keşiflerin faydalarını en üst düzeye çıkarırken olası olumsuz riskleri en aza indirmeyi hedefleyen küresel standartlar geliştirmiş; bu sayede bilimin daha kapsayıcı, sürdürülebilir ve barışçıl bir dünyaya katkı sağlamasını güvence altına almıştır.
Ayrıca, nöroteknolojinin etiği, iklim mühendisliği ve nesnelerin interneti gibi alanlarda ortaya çıkan öncü etik sorunları da tespit etmiştir.
Öte yandan yapay zekânın hızlı yükselişi, dünya genelinde birçok fırsat yaratmıştır. Ancak bu hızlı değişimler, aynı zamanda derin etik kaygıları da beraberinde getirmektedir. Bu kaygılar, yapay zekâ sistemlerinin önyargıları içselleştirme, iklim bozulmasına katkıda bulunma, insan haklarını tehdit etme ve benzeri potansiyellerinden kaynaklanmaktadır. Yapay zekâ ile ilişkili bu tür riskler, mevcut eşitsizliklerin üzerine eklenerek hâlihazırda dezavantajlı konumda bulunan gruplara daha fazla zarar verme eğilimi göstermektedir.
Bu durumu düzeltmek amacıyla, “Yapay Zekânın Etiğine İlişkin Tavsiye Kararı” 2021 yılında 193 UNESCO Üye Devleti tarafından oy birliğiyle kabul edilmiştir.
İnsan hakları ve onurunun korunması, bahse konu Tavsiye Kararının temelini oluşturmaktadır. Bu çerçevede şeffaflık ve adalet gibi temel ilkelerin geliştirilmesi esas alınmakta, yapay zekâ sistemleri üzerinde insan denetiminin önemine vurgu yapılmaktadır.
Ancak Tavsiye Kararını istisnai biçimde uygulanabilir kılan unsur, veri yönetişimi, çevre ve ekosistemler, toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitim ve araştırma, sağlık ve sosyal refah gibi birçok alanda politika yapıcıların temel değer ve ilkeleri somut eylemlere dönüştürmelerine imkân tanıyan geniş politika eylem alanlarıdır.
Yapay Zekânın Etiğine İlişkin Tavsiye Kararı
UNESCO Üye Devletlerinin yapay zekânın sorumlu biçimde geliştirilmesi yönünde ilerleme kaydedebileceği alanları belirleyen temel politika alanları, bu konuda somut adımlar atılmasına imkân tanımaktadır.
Etik bir yapay zekâ çerçevesinin temellerini atmak için değerler ve ilkeler önemli olmakla birlikte, yapay zekâ etiği konusundaki güncel yaklaşımlar, yalnızca ilkelere değil, aynı zamanda pratik stratejilere de odaklanılması gerektiğini vurgulanmalıdır.
Yapay Zekânın Etiğine İlişkin Tavsiye Kararı tam olarak bunu yaparak, on bir temel politika eylem alanını belirlemekte ve ilkelerin uygulamaya geçirilmesi için yol göstermektedir.
Yapay Zekânın Etiğine İlişkin Tavsiye Kararı: Temel Bilgiler