Genel Direktör, Musul’da yer alan Al-Hadba Minaresi ve Al Nuree Camii’nin şehrin en simgesel alanları arasında yer aldığını ve bölgenin kimlik, direnç ve aidiyet sembollerinin kanıtı olduğunu belirtmiştir. Bir ay önce DAEŞ, camii ve minareyi hedef aldığında, Musul halkının mirasın korunmasının insan hayatının korunmasıyla bağlantısının koparılamayacağının kanıtı olarak alanı korumak için üstün bir çaba sarf ettiğini dile getirmiştir.
Genel Direktör söz konusu yeni tahribatın, ülke içinde göç etmek zorunda kalmış 3 milyon insanı ve acil insani yardıma muhtaç 6,2 milyon insanıyla eşi benzeri görülmemiş bir insanlık trajedisi yaşayan toplumu derinden yaraladığını belirtmiştir.
Musul’da saldırıların başladığı tarih olan 2016 yılının Ekim ayından itibaren yaklaşık 750,000-800,000 insan şehirden göç etmek zorunda kalmış, çoğunluğu rehin alınmış veya canlı kalkan olarak kullanılmıştır.
Genel Direktör, Irak halkına, dayanışma ve kültürel mirasın restorasyonu ve iyileştirmeleri konusunda UNESCO’nun her türlü desteğe hazır olduğunu belirtmiştir. Tüm bu yaşananlara rağmen, Al-Hadba sayesinde oluşan direnç ruhunun kazanacağını ve UNESCO’nun, miraslarını yeniden kazanmaları ve kültür, eğitim ve insan hakları aracılığıyla aşırılık ve şiddetin bütün türlerine karşı savaşmaları için Irak halkıyla birlikte mücadele etmeye devam edeceğini vurgulamıştır.
Batı Musul’da tarihi kent içerisinde yer alan Al-Nuree Ulu Camii, Irak’ın başlıca tarihi camilerinden biridir. Al-Nuree Ulu Camii Abbasiler zamanında Nureddine Zangi tarafından 1175 yılında inşa edilmiş ve yıllar içerisinde pek çok onarım ve restorasyon geçirmiştir.
Camii’nin üstün sembolik özelliklerinden biri olan eğik minare, al-Hadba (Kambur) olarak bilinir ve yüzlerce yıldır Camii’nin özgün mimari ve yapısal özelliklerini muhafaza etmektedir.
Henüz 2012 yılında, al-Hadba’nın korunması için çalışmalar başlatan UNESCO, Haziran 2014’te Musul’un DAEŞ işgalinden birkaç gün önce, Al-Hadba minaresinin korunması ve güçlendirilmesine yönelik önemli bir adım attı. Minarenin korunması için kapsayıcı bir çalışma oluşturulmasına rağmen yapılan çalışmalar, çatışmalar nedeniyle kesilmek zorunda kaldı. UNESCO ayrıca 2017 yılı Şubat ayında, Irak’ta İşgalden Kurtarılan Bölgelerdeki Kültürel Mirasın Korunması Uluslararası Koordinasyon Konferansını düzenlendi ve söz konusu Üstün Kültürel Mirasların Gelecek Korunması Eylem Planını kabul etti.