UNESCO Türkiye Millî Komisyonu
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu

Duyuru

UNESCO Genel Direktörü Audrey Azoulay’ın Dünya Çevre Günü Üzerine Mesajı

5.6.2020

Her yıl, Mayıs ayı sonlarında ve Haziran ayı başlarında, UNESCO, iklim değişikliğinin üç önemli ayağını birlikte değerlendirebilmek adına önemli bir fırsat teşkil eden üç büyük uluslararası günü kutlamaktadır; biyoçeşitlilik, iklim ve okyanuslar.

Bu 5 Haziran'ın günü çevreyi kutlamamız için bir fırsattır. Çevrenin bir bütün olduğunu, okyanusların, canlı organizmaların ve çevre çeşitliliğinin bazen öngörme kabiliyetimizin ötesinde etkileşime girdiği karmaşık bir sistem olduğunu hatırlatmaktadır.

İçinde bulunduğumuz bu yılda benzeri görülmemiş bir pandemi ile mücadele ederken, bu günler her zamankinden daha önemli bir şekilde dile getirilmektedir

Geçtiğimiz yıl boyunca, çevre krizi ciddi ve rahatsız edici bir şekilde kendini göstermiştir. Orman yangınları, tropik yağmur ormanlarını sanki kurak bir çöl gibi tahrip ederken, iklim değişikliğinin etkilerini çarpıcı bir şekilde ortaya çıkarken, COVID-19 salgını biyolojik çeşitliliği etkileyen krize bir kez daha ışık tutmuştur.

Pandemi süreci bize yıllardır bilim adamlarının söylemiş olduklarını gözlemleme fırsatı vermiştir: insanlık ve biyoçeşitlilik arasındaki karşılıklı ilişki çok derindir ve sonrasında meydana gelen zayıflıklar bize aittir.

Bu sağlık krizi birlik olarak hareket etmemiz gerektiğine dair bir uyarı niteliğindedir: yaşayan dünyayla, doğal ekosistemlerle ve biyolojik çeşitlilikler ile olan ilişkimizi temelden yeniden düşünmeliyiz.

Hep birlikte yaşadığımız dünya ile ilgili yeni bir anlaşma yapmamız gerekmektedir. Bu, devam etmekte olan muazzam bir çalışmadır. Hem teknik hem de etik açıdan geniş bir uzlaşma gerektirmektedir.

UNESCO, böyle bir uzlaşmanın yapılabileceği yerlerden biridir.

UNESCO'nun bu ilişkileri ve diyalogu geliştirmek için bir görevi vardır. Bu husus kuruluşundan bu yana misyonunun merkezinde yer almaktadır. Anlaşmanın, yaşadığımız dünya ile yeniden kurulması, sadece birlik olarak, diyalog ve bilgi değişimi yoluyla yapılabilecektir. UNESCO, entelektüel birikimi ve standart düzenleme göreviyle, Leon Blum'un da belirttiği gibi “Birleşmiş Milletler'in vicdanı” dır. Bu nedenle UNESCO, bu küresel konuşmanın yapılabileceği yerlerden biri olmalıdır.

UNESCO ayrıca kendi deneyimini de paylaşabilir: İnsan ve Biyosfer Programı ile, gelecek nesiller için korunan ve yenilenen ekosistemlerde, doğa ile uyum içinde yaşama fırsatının kanıtı olan ağlardan yararlanılabilir.

Son olarak, UNESCO, özellikle eğitim alanındaki özel uzmanlığını öne çıkarabilir, çünkü çevre eğitimi bu yeni anlaşma için çok önemlidir: olağanüstü zenginliği, ve daha ondan önce hayranlık duyma ve alçakgönüllü olma kapasitesi, sorumluluğumuzu anlama ve mümkün olan somut eylemleri kavrama görevi ile canlı dünyaya daha fazla dikkat, duyarlılık ve açıklık, tüm bunlar eğitim gerektirmektedir.

Biyolojik çeşitlilik temasını kutlamakta olduğumuz bu Dünya Çevre Günü'nde, hayatının bir bölümünü güzel ve çeşitlilik sahibi dünyamız adına konuşmaya adamış olan yayıncı David Attenborough'un sözlerini hatırlayalım: “artık bizim elimizde sadece bizim kendi geleceğimiz değil, aynı zamanda dünyayı paylaştığımız diğer tüm canlıların geleceği de vardır. ”.


*Bu metin https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000373580_eng.locale=en adresinden alınarak Türkçeleştirilmiştir.