UNESCO'nun Latin Amerika ve Karayipler'deki Hükümetlerarası Hidroloji Programı uzmanları, eğitim ve su kültürünün salgın zamanlarıyla başa çıkmada nasıl katkı sağlayabileceğini merak ettiler.
Kültür su ile etkileşim yollarını etkiler. Öyleyse, su ve suyun COVID-19 salgını ile ilişkisi hakkında kaliteli eğitim eylemlerini teşvik etmek için su eğitimi ve kültüründen nasıl faydalanılabilir?
Bu soru, Latin Amerika ve Karayipler (LAC) ülkelerinden çeşitli kuruluşların bakış açılarını analiz etmek amacıyla, Hükümetlerarası Hidroloji Programının Su Eğitimi ve Kültürü Çalışma Grubu ile su ile ilişkili UNESCO Kürsülerinin katıldığı bir diyaloğun başlamasına önayak olmuştur.
Kuşkusuz, bilgi ve deneyimlerin yayılması ve değiş tokuşu; etkili ve toplulukların su ile ilişkisini tanımlayan tutum, algı ve davranışlardaki değişiklikleri teşvik eden eylemlerin gerçekleştirilmesine yardımcı olan, araçlardır.
Su eğitiminin değişen alışkanlıklara ve bir kültür oluşturulmasına etkisi nedir?
UNESCO'nun Su Eğitimi ve Kültürü çalışma grubunun bir üyesi olan Oscar Luna, "Suyun anlamını soracak olursak, cevap yürütülen faaliyete bağlı olacaktır." demektedir. " Yaşam, sağlık ve hijyen, su ile ilgili her zaman ortaya çıkan 3 anahtar kelime olmasına rağmen, suyun anlam evreni geniştir ve sosyal, ekonomik ve çevresel özelliklere bağlıdır".
Su kültürü bilgi birikimi, deneyimler, değerler, tutumlar ve sosyal hafıza anlamına gelir. Dinamiktir ve kendini dönüştürür. Bu nedenle eğitim kilit önemdedir ve eğitimcilerin su kullanımına ilişkin eylemleri yerel etkilere sahip olmakla birlikte sınırları da aşmaktadır.
UNESCO Su ve Kültür Kürsüsü koordinatörü ve Su ve Kültür Alt Çalışma Grubu temsilcisi Javier Taks, "Salgın bağlamında, tek bir su kültürüyle bölgedeki kültürlerin çeşitliliği arasında bir çatışma meydana gelmektedir. Hijyen gibi ana faktörlerle ilgili, tıbbi, epidemiyolojik veya sıhhi, farklı paradigmalardan kaynaklanan pek çok mesaj ortaya çıkmaktadır. Ancak, su, sağlık ve saflık arasındaki bu ilişki evrensel olmamakla birlikte bu mesajın her zaman eğitimcilerin istediği şekilde iletilmediğini, çünkü kültürle kesiştiğini sık sık duymaktayız." demektedir.
Dillerin çeşitliliğinin de etkisi bulunmaktadır. Kuzey ve Güney Amerika'da 1000'den fazla dil mevcuttur ve birçok yerli dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Eğitimcilerin mesajları kültürlerarası ve çok kültürlü olmayı hedeflemelidir.
Sağlıkla ilgili beklenmedik durumlar karşısında gerçekleştirilmesi gereken eğitim faaliyetlerinde uygun yaklaşım nedir?
Yüksek Öğretim ve Profesyonellik için Su Eğitimi alt çalışma grubunu temsil eden UNESCO Sürdürülebilir Kalkınma için Su ve Eğitim Kürsüsünden Marta Paris, "Ne önleme ne de düzeltme, odak karmaşık düşünme üzerinde olmalıdır. Su döngüsünün gerçekleştiği bölgelerdeki sorunlar her zaman değişir, dönüşür ve bu nedenle karmaşık bir analiz gerektirir." demektedir.
"Pek çok kişi musluğu açtıklarında suyun nereden geldiğini veya ne kadar güvenli olduğunu bilmiyor. Eğitim, tedarik sistemlerinin nasıl çalıştığını, suyun ne için olduğunu ve her bölgenin özelliklerini anlamayı göz önünde bulundurmalıdır. Bu özellikler, kuru alanlar için aşırı sudan etkilenen bölgelerden çok farklıdır."
Su eğitimi, insanların becerilerini geliştirmeye, neyin nasıl yapılacağını ve sorunların nasıl çözüleceğini bilmeye, sorumlu vatandaşlık ve suyun yönetimini, gelecek vizyonuyla teşvik etmeye yönelik olmalıdır.
Su eğitimi ve kültüründe kadınların rolü nedir?
UNESCO Su, Kadın ve Kalkınma Kürsüsü'nden Vera Lucia de Miranda Guarda'ya göre, çevre eğitimini devamlı bir süreç olarak değerlendirmek şarttır.
"Kadınların özel bir rolü vardır. Su yönetimi için güçlendirilmeleri gerekir zira evdeki suyu yönetirler ancak kamusal su yönetimine katılmazlar. Bu da onların ihtiyaçlarının tanınmadığı ve karşılanmadığı anlamına gelmektedir."
Kamu politikaları ve örgün ve resmi olmayan eğitim yeni bir salgın sonrası modeli göz önünde bulundurmalıdır.
Su eğitimi ve kültür stratejilerinin yürütülmesinde sınırlamalar nelerdir?
UNESCO'da Çocuklar, Gençler ve Toplumlar için Su Eğitimi alt çalışma grubu temsilcisi olan Carmen Rodríguez Medina, eğitimin önemi konusunda vizyon eksikliği olduğu ve bazı ülkelerde bunun bir öncelik olmadığı konusunda uyarıda bulunmaktadır.
"Hala su ve sanitasyonun temel prensiplerini bilmeyen insanlar bulunmaktadır. Bilinenlerin çoğu bilimsel ve teknik bilgilerdir ve pedagojik olarak yeterli değildir."
Su eğitiminin hükümet politikalarının bir parçası olması, kaynakların tahsis edilmesi ve hükümetin ana hatlarının açık bir şekilde ifade edilmesi çok önemlidir. Rodríguez, "Toplumumuzla su arasında daha bilinçli bir ilişkiyi teşvik ederek, bunu süreç boyunca öncelik haline getiriniz. Salgın durumu hükümetlerin ötesine geçmektedir; el yıkama gibi kişisel alışkanlıkları değiştirme sorumluluğumuz mevcuttur ve bunu başarmak bizlere düşmektedir, " demektedir.
Kültürlerin çeşitliliğini göz önünde bulundurarak Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde ortak eylemler gerçekleştirmek mümkün mü?
Taks, "Suyla olan ilişkinin paradigmalarının evrimleştiğini gördüğümüz takdirde, onların ruhani ve dini perspektiften, estetik ve yaratıcı perspektife, etiğe, su mühendisliğine, bilime ve aynı zamanda ekonomik, ekolojik ve Entegre Su Kaynakları Yönetimi doğru ilerlediklerini fark ederiz." demektedir.
"Bu paradigmalar birbirinin yerini almamakta, uyum veya gerginlik içinde rastlaşmakta ve örtüşmektedir. Örneğin, mühendislik açısından bakıldığında birden fazla hidrolojik döngü, çevredeki suyun hareketi olarak görülür. Ancak, insanlar bu akışlara (birikim, tahsis) müdahalede bulunduğunda, hidro-sosyal başka bir paradigma ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, üstün veya tanrısal varlıkların suyun açıklanmasına ve su anlayışına dahil olduğu hidro-kozmolojik döngüler de mevcuttur. "
Bu nedenle, su ile COVID-19 hastalığı arasındaki ilişkinin yorumlanışı da salgınla karşılaşan farklı gruplara göre değişiklik göstermektedir. LAC'deki bazı kişiler, pandeminin üstesinden gelmek için önerilen belirli eylemlerin azınlık gruplarının da katılımını içermesi ve ortaklaşa oluşturulması gerektiğini, böylece yorumlamaların daha kapsamlı olacağını iddia etmektedir.
Latin Amerika ve Karayipler, eğitimin her düzeyinde eyleme geçebilen uzmanlar açısından zengin bir bölgedir. Kapasiteleri ayarlamak, engelleri aşmak ve tahsise olanak sağlayan durumlar yaratmak önemlidir. Bilimin verileri açması COVID-19 salgınının üstesinden gelmedeki farklılıklara karşı gelen, dikkate değer bir örnektir. Su eğitimi önerileri toplumla köprüler kurmakta ve bu bilgilere erişimde ayrımcılığın üstesinden gelmektedir.
UNESCO'nun Latin Amerika ve Karayipler'deki Hükümetlerarası Hidroloji Programı (IHP-LAC) Bölge Uzmanı Miguel Doria "Özellikle Latin Amerika ve Karayip bölgesini etkileyen ve ekonomik, sosyal, çevresel ve siyasi güçlükler teşkil eden karmaşık bir dönemle karşı karşıyayız. Bu bağlamda, bireyler ve toplum olarak bizi ilgilendiren temel bir kaynak olan su eğitiminin evrimi yeni bir anlam kazanmaktadır" demektedir.
"Geçmişte, su sadece bir kaynak olarak kabul ediliyordu, örneğin, miktarı altyapı yoluyla kontrol etme girişimi mevcuttu. Tıp ve halk sağlığının bir diğer geleneği de miktardan ziyade kaliteye odaklanmıştı. Ancak, her iki yaklaşım birbirinden ayrıydı. Çevre ile etkileşim biçiminin evrimiyle birlikte, Çevre Eğitimi ve ardından su ile ilgili olarak eğitime ve kültüre yaklaşım şeklini değiştiren çevresel, ekonomik ve sosyal bir bakış açısı olarak UNESCO'nun Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim hedefi ortaya çıktı. Şimdi, ekosistemi göz önünde bulundurarak, insanların ilgili bilgilere erişimini sağlamak, su ve su tahsisiyle ilgili kararlarda harekete geçmek adına gerekli kapasitelerini ve değerlerini geliştirmek için su güvenliği eğitiminden bahsetmekteyiz. Bu, su ve su ile ilişkili risklerin küresel bir vizyonudur. Bu, Hükümetlerarası Hidroloji Programı için 50 yıldır öncelikli bir tema olmuştur ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin özellikle 6. maddesinin bir parçasıdır.
Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim
Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim, öğrenenlerin bilinçli kararlar almalarını ve çevrenin bütünlüğü ve ekonominin canlılığı konusunda sorumlu adımlar atmalarını sağlar. Bu sayede Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim, çocukların, ergenlerin ve yetişkinlerin sürdürülebilir kalkınma için gerekli bilgi, beceri, değer ve davranışları geliştirmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır. Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitim, eğitim ve öğretimde iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik gibi sürdürülebilir kalkınma konularını içermektedir. Bireyleri zorlukları çözen, kültürel çeşitliliğe saygı duyan ve daha sürdürülebilir bir dünya yaratmaya katkıda bulunan sorumlu aktörler olmaya teşvik eder.
Sürdürülebilir Kalkınma için Eğitimin, uygulanması için temel sütunlar 3 boyut üzerinden tasarlanmıştır:
Öğrenmenin içeriği: İklim değişikliği, afet riskinin azaltılması, sürdürülebilir tüketim ve üretim gibi önemli konuların müfredata entegre edilmesi.
Pedagoji ve öğrenme ortamları: Keşfedici, dönüştürücü ve eylem odaklı öğrenmeyi mümkün kılan etkileşimli, öğrenci merkezli bir şekilde öğretme ve öğrenmeyi tasarlamak. Öğrencileri sürdürülebilirlik adına harekete geçmeye teşvik etmek için hem fiziksel hem de sanal öğrenme ortamları yaratmak.
Sosyal Dönüşüm: Her yaştan öğrenciyi, her eğitim ortamında, kendilerini ve içinde yaşadıkları toplumu dönüştürmeleri için güçlendirmek.