Dünyanın eşi benzeri görülmemiş bir sağlık krizi, ekonomik kriz ve sosyal krizle karşı karşıya kaldığı bu dönemde, COVID-19 salgınının bir "gölge salgın" görevi görerek kız çocuklarına ve kadınlara yönelik şiddetin üzerine eklendiği unutulmamalıdır.
Salgından önce, her yıl yaşları 15 ila 49 arasında yer alan yaklaşık 243 milyon kadın ve kız çocuğu, yakın sosyal çevrelerinin bir üyesi tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılmıştır.
Ne yazık ki, pek çok kadın ve kız çocuğu istismarcılarıyla yaşamaya mahkûm olduğundan bu sayının artması muhtemeldir. Mevcut verilere göre birçok ülkede aile içi şiddet şimdiden yaklaşık yüzde 30 oranında artış göstermiştir.
Genç kızlar da yüksek risk altındadır: Save the Children (Çocukları Kurtarın Vakfı) adlı Sivil Toplum Kuruluşu'na göre, 2020 yılının sonuna kadar rıza dışı gebeliğin 1 milyona kadar artış göstermesi ve önümüzdeki 10 yıl içinde genital sakatlık oranının yaklaşık 2 milyon kadar artması beklenmektedir.
Ancak, bu şiddetin boyutları yalnızca fiziksel değildir; aynı zamanda ekonomik ve sosyal boyutları da bulunmaktadır. Bununla birlikte, sosyal platformlar üzerinden cinsel taciz de dâhil olmak üzere çevrimiçi ortamda da şiddet giderek yaygınlaşmaya devam etmektedir.
Bu şiddet biçimleri, zihniyetlere ve cinsiyet eşitsizliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, şiddetin ve cinsiyet kalıplarının temel nedenlerini ele almalıyız: eşitliğin inşa edilmesi insanların zihninde yer etmelidir.
Cinsiyet eşitliğini bir öncelik hâline getiren UNESCO, bu hedef için yorulmadan çalışmaktadır. Kuruluşumuz, yaşanan sağlık krizinde tüm kız çocuklarının okula dönmesini sağlamak adına bu konu üzerine eğilmektedir- şu anda11 milyon kız çocuğu eğitimlerini yarıda bırakma riskiyle karşı karşıyadır.
Kuruluşumuz aynı zamanda önyargının devamlılığına karşı, ders kitaplarında yer alan kalıpların yeniden yapılandırılmasına yardımcı olma, kadınların bilimsel alanlardaki kariyerlerini destekleme, taciz mağduru kadın gazetecilerin yanında yer alma, çevrimiçi teknolojilerde yer alan önyargılarla mücadele etme ve yapay zekânın etik ilkelerini tanımlama bağlamlarında uzun vadeli eylemler yürütmeyi sürdürmektedir.
Genel olarak, kadına yönelik şiddetle mücadele, erkekler ve oğlan çocukları da dâhil olmak üzere herkesin işidir.
Bu Uluslararası Günde UNESCO, değerlerimizi ve toplumlarımızı ciddi bir biçimde tehdit eden gölge salgına ışık tutmak amacıyla geniş bir medeni ve insancıl farkındalık çağrısında bulunmaktadır.
Bu metin https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000374876_eng adresinden alınarak Türkçeye çevrilmiştir.