“Biyolojik çeşitlilik ne kadar doğa için gerekliyse; bir değişim, yenilik ve yaratıcılık kaynağı olarak kültürel çeşitlilik de insanlık için o kadar gereklidir.”
Yirmi iki yıl önce bu inanç, UNESCO Kültürel Çeşitlilik Evrensel Bildirgesi’nde uluslararası toplum tarafından teyit edilmiştir. Böylelikle hem 2005 tarihli UNESCO Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi’nin hem de Diyalog ve Kalkınma için Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü’nün temelini oluşturan inanç buradan gelmektedir.
Bugün bu taahhüdümüzü yeniden teyit etmemiz elzemdir çünkü kültürel ifadelerin çeşitliliğinin erozyona uğraması gibi riskler söz konusudur.
Fakat her şeyden önce, varoluşsal bir tehdit söz konusudur; toplumlar iklim bozulmasının sonuçlarından etkilenmekte ve insan kültürünün tüm alanlarının sonsuza kadar silinmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.
Buna ek olarak, kültürün dijitalleşmesi birçok açıdan hem umut verici hem de paradoksaldır. Zira COVID-19 küresel salgın süreci esnasında gördüğümüz gibi, kültüre erişim genişletilip yaratıcılığı artırabilse de, eşitsizliği şiddetlendirerek kültürel homojenleşmeye yol açabilmektedir.
Ayrıca, kültürel çeşitlilik özellikle çatışma zamanlarında savunmasızdır. Kültürel miras, toplumlar arasındaki kültürel kaynaşmayı ve toplumların çoğulcu kimliklerini temsil ettiği için, uluslararası hukuk ihlal edilerek sıklıkla hedef alınmaktadır. Kültürel ifadelerin çeşitliliğinin savunucuları olan sanatçılar ve kültür profesyonelleri, silahlı mücadelenin olduğu yerlerde giderek daha fazla hedef haline gelmektedir.
UNESCO bu sorunlarla başa çıkmak için harekete geçmektedir. Kültürel çeşitliliğe saygı gösterilmesi için kılavuz ilkeler ve uluslararası standartlar oluşturmaktadır. Çok taraflı diyaloğu destekleyerek çok disiplinli uzmanlığını sunmaktadır. Tüm bunları hem kültürel varlıkların kasıtlı olarak tahrip edilmesini engellemek hem de kültürel varlıkların yasadışı ticaretine karşı mücadele etmek için yapmaktadır.
UNESCO olarak acil durumlarda sanatçıları ve yaratıcılığı savunmaktayız. Örneğin, 21 Afrika ülkesinde gerçekleşen UNESCO-Aschberg Sanatçılar ve Kültür Profesyonelleri Programı devam etmekte, hükümetlere ve sivil topluma sanatçıların statüsünü ve sanatsal özgürlükleri iyileştirme ve koruma konusunda yardımcı olmaktadır.
UNESCO Dünya Kültürel Politikalar ve Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı MONDIACULT 2022 , kültürün küresel bir kamu malı olduğunu ortaya koyarak izlenilmesi gereken bir yol belirlemiştir. Bu Diyalog ve Kalkınma için Dünya Kültürel Çeşitlilik Günü’nde, UNESCO’nun yeniden teyit ettiği taahhüt budur.
Bu yazı için https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000385390_eng?posInSet=3&queryId=N-355d52f7-c964-4917-8caa-1be6f9067733 adresinde yer alan metinden faydalanılmış, yazının Türkçe çevirisi yapılmıştır.