UNESCO her yıl Mayıs ayı ortasından Haziran ayının ortasına kadar, iklim değişikliğinin üç sistemik ayağı olan biyolojik çeşitlilik, çevre ve okyanus konularına odaklanmaktadır. Bu üç uluslararası gün birbiriyle bağlantılı olduğu kadar önem de arz etmektedir.
Çevre konusu her geçen yıl daha da kritik bir hal almaktadır. Çünkü sadece bir gezegenimiz var ve o da tehlike altında. Hükûmetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin Altıncı Değerlendirme Raporu’nda yayınladığı endişe verici veriler bu konuyu destekler niteliktedir.
Bu nedenle, bizi harekete geçmeye çağıran gençlerin, vatandaşların, derneklerin ve bilim insanlarının çağrısına kulak vermeli ve doğayla,e gezegenle olan ilişkimizi kökten değiştirmeliyiz. Dünya Çevre Günü işte bu kolektif çözüm arayışıyla ilgilidir.
UNESCO tüm çevresel faaliyetlerde yenilik, ilerleme ve değişim için çaba göstermektedir. Buna, özellikle Hükûmetler Arası Hidroloji Programı aracılığıyla nehirlerin, göllerin ve sulak alanların korunması, restorasyonu ve sürdürülebilir kullanımını destekleme çabaları da dâhildir. Çünkü tatlı suyla ilgili bu ekosistemler iklim adaptasyonu ve direncinin merkezinde yer almaktadır.
UNESCO ayrıca Dünya Mirası Alanında 210’dan fazla doğal ve yaklaşık 200 Küresel Jeoparkta insanlığın çevre ile ilişki tarihini anlamasını sağlayan olağanüstü doğal alanları korumaktadır.
Aynı ruhla, yaklaşık 740 UNESCO Biyosfer Rezervinde, insanlar ve çevreleri arasında farklı bir ilişki yaratılmakta, yerli ve yerel bilgiye vurgu yapan, etik ve saygı üzerine kurulu bir ilişki ile günlük olarak uygulamaya konulmaktadır.
UNESCO bu deneyim zenginliğini 2030’a kadar tüm dünyanın kullanımına sunmak istemektedir. Bu süre zarfında iki ana tema Birleşmiş Milletler’in çevresel konulardaki çabalarına rehberlik edecek ve yön verecektir.
UNESCO, biyosfer rezervlerimizde keşfedilmekte olan yolları genişletmeyi ve yaygınlaştırmayı amaçlayan Birleşmiş Milletler Ekosistem Restorasyonu On Yılı ile yakından ilgilenmektedir.
UNESCO aynı zamanda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma için Okyanus Bilimi On Yılı’nda da merkezi bir rol oynamaktadır. UNESCO ve Hükûmetler Arası Oşinografi Komisyonu, temel bir iklim düzenleyicisi ve önemli bir biyoçeşitlilik rezervuarı olan okyanusu daha iyi anlamak için bu on yıldan en iyi şekilde yararlanacaktır. Böylelikle onu daha iyi koruyacaktır.
Bununla birlikte, uzun vadede iklim değişikliğiyle mücadelenin aynı zamanda ve her şeyden önce kolektif bilincimizde kazanılacağının farkındayız. İşte bu nedenle UNESCO, 2025 yılına kadar çevre konusunu Üye Devletlerin okul müfredatlarının merkezine yerleştirmeyi taahhüt etmektedir.
Bu ay, biyolojik çeşitliliği, çevreyi ve okyanusu kutlarken nihayet gezegenimize başkalarına karşı insanlık anlamına gelen ubuntu kavramını yayarak, 2023’ün somut bir değişim yılı olmasını sağlamalıyız: “Ben varım çünkü sen varsın”.
Bu yazı için, https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000385589?posInSet=1&queryId=N-eebfb3fc-3eaf-40f4-b9f3-373e04fbb76d adresinde yer alan metinden faydalanılmış, yazının Türkçe çevirisi yapılmıştır.