KÜLTÜR YÖNETİMİ VE KÜLTÜR POLİTİKASI AKADEMİK ALAN ARAŞTIRMASI
YÖNETİCİ ÖZETİ
Bu çalışma, Kültür Politikası ve Kültür Yönetimi disiplininin ve araştırmalarının Türkiye’de ve dünyada geldiği yeri araştırmak ve anlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amacı desteklemek üzere, Türkiye’de son 30 yılda hazırlanan kültür politikası ve kültür yönetimi konularıyla doğrudan ilişkili yüksek lisans, sanatta yeterlilik ve doktora tezleri tespit edilmiş, listelenmiş ve çeşitli faktörlere göre gruplandırılmıştır. Bunun yanı sıra, dünya ölçeğinde kültür politikası ve kültür yönetimi ve ilgili alanlarda lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim veren üniversiteler tespit edilerek söz konusu programlar detaylı olarak incelenmiştir.
Araştırma neticesinde, Türkiye’deki üniversitelerde, Türkiye’de ve dünyada kültür politikası ve kültür yönetimi ana başlığı altında değerlendirilen sanat ve kültür yönetimi, kültür ve sanat politikası, kültür endüstrileri, sanat ekonomisi, kültür mirası ve müzecilik alt başlıklarında 1985’ten 2015 yılının sonuna kadar toplam 1074 tezin yazıldığı tespit edilmiştir.
Bu tezlerin 886’sı (%83) yüksek lisans, 16’sı (%1) sanatta yeterlilik, 172’si de (16) doktora tezidir. Tezler konularına göre incelendiğinde, 489 tezin kültür ve sanat politikası, 379 tezin kültür mirası ve müzecilik, 96 tezin kültür endüstrileri, 86 tezin sanat ekonomisi, 22 tezin ise sanat ve kültür yönetimi alt başlıklarında yer aldığı tespit edilmiştir. Tezler yazıldıkları illere göre sınıflandırıldığında, 1074 tezin 513 tanesinin (%48) İstanbul’daki üniversitelerde, 272 tanesinin (%25) Ankara’da bulunan üniversitelerde, 84 tanesinin (%8) İzmir’deki üniversitelerde, 28 tanesinin (% 2,5) Konya’daki üniversitelerde, 24 tanesinin (% 2) Eskişehir’deki üniversitelerde hazırlanmış, geri kalan 153 tezin (%14) ise diğer 35 ilimizdeki üniversitelerde yazıldığı görülmektedir.
Tezlerin devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasındaki dağılımına baktığımızda ise, 944 tezin (%88) devlet, 129 tezin vakıf üniversitelerinde yazıldığını görüyoruz.
Son olarak, tezlerin yıllara göre dağılımı incelendiğinde, 1985 yılından 2010 yılına kadar özellikle yüksek lisans tezlerinin sayısında belirgin bir artış, 2010 yılından 2015 yılına kadar ise bir düşüş gözlemlenmektedir. Bu düşüşe rağmen 1985’ten bu yana yazılan tezlerin %42’sinin 2010-2015 yılları arasında yazıldığının altını çizmek gerekir. 2009 ve 2010 yıllarındaki artışı İstanbul’un 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti oluşuyla bağlantılandırmak mümkündür.
Çalışma kapsamında dünyada kültür politikası ve kültür yönetimi ile ilgili alanlarda lisans, yüksek lisans ve doktora programına sahip olan üniversiteler arasından 5 farklı kıtayı (Amerika, Avrupa, Asya, Avustralya, Afrika) ve 16 ülkeyi (ABD, Kanada, İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda, İtalya, İspanya, İsviçre, Sırbistan, Türkiye, Çin, Japonya, Avustralya, Fas) temsil edecek şekilde 40 üniversite seçilmiş ve bu üniversitelerin söz konusu programları incelenmiştir. Bu ülkelerin hepsinde kültür politikası ve kültür yönetimi eğitim, araştırma ve projeler bağlamında bir bilim dalı olarak kabul görmektedir.
Avrupa Kültür Eğitimi Kurumları Ağı (ENCATC) da, kültür politikası ve kültür yönetimi disiplininin akademik bir alan olarak uluslararası kabul gördüğünün bir göstergesi olması bakımından bu araştırma kapsamında mercek altına alınmıştır. ENCATC 1992 yılında, Birleşmiş Milletlerin çeşitli organları, Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Konseyi tarafından kalkınmanın vazgeçilmez bileşenlerinden biri kabul edilen kültür sektörünün önemine duyulan inançla kurulmuştur. ENCATC’ın misyonu Avrupa’da ve dünyada kültür yönetimi ve kültür politikası eğitiminin gelişimini teşvik etmek ve ilgili akademik kurumlar arasında işbirliğinin gelişmesine katkı sağlamaktır.
Kültür politikaları ve ilgili alanlarda uzmanlaşan akademisyenleri ve araştırmacıları bir araya getiren ve bu alanda yapılan akademik araştırmaları teşvik eden Uluslararası Kültür Politikası Araştırmaları Konferansına (ICCPR) da rapor kapsamında yer verilmiştir. İlk kez 1999 yılında Norveç’te düzenlenen konferans, 2002 yılından bu yana iki yılda bir dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleşmektedir.
ENCATC’ın da üyesi olan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde faaliyet gösteren Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümüne bağlı lisans, yüksek lisans ve doktora programları ile bölüm kapsamında kurulan ve yine ENCATC üyesi olan Kültür Politikası ve Yönetimi Araştırma Merkezi (KPY), İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Yönetimi lisans programı, Yeditepe Üniversitesi Sanat Yönetimi Bölümüne bağlı lisans ve yüksek lisans programları, Koç Üniversitesi Müzecilik ve Kültürel Miras Yönetimi yüksek lisans programı, Beykent Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi lisans programı, İstanbul Aydın Üniversitesi Sanat Yönetimi lisans programı, Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat yönetimi lisans ve Müzecilik yüksek lisans programları ile Kadir Has Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma yüksek lisans programı Türkiye’de kültür politikası ve kültür yönetimi alanının bir akademik alan olarak yagınlaştırılmasına önemli katkılar sağlamaları bakımından araştırma kapsamında özel olarak incelenmiştir.
Son olarak, kültür alanıyla ilgili gözlem yapan, kültür sektöründeki eğilimleri tespit eden, yaptıkları gözlemlerin sonuçlarını izleyip yaygınlaştıran, geçmiş kültürel verileri yansıtan ve gelecekteki gelişmeleri öngören stratejiler geliştirerek kültürel sektöre geri bildirimde bulunan “kültür gözlemevleri” de araştırma kapsamına dahil edilmiştir. 4 farklı kıtadan (Amerika, Avrupa, Asya, Afrika) dünyada öne çıkan 24 gözlemevi bu çalışma kapsamında listelenmiştir.
Ciro, istihdam, katma değer gibi makroekonomik göstergeler bakımından her geçen yıl artan bir ivmeyle büyümekte olan kültür sektörü, dünyadaki gelişmiş ülkeler, Birleşmiş Milletler ve çeşitli organları, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi tarafından kalkınmanın vazgeçilmez bir bileşeni olarak görülmektedir. Türkiye’de de özellikle genç istihdam giderek artan bir oranla bu sektörlere yönelmektedir. Yüksek katma değer yaratma özelliklerinden dolayı ülke ekonomisine önemli katkı sağlama potansiyeline sahip olan bu sektörlere nitelikli işgücü yetiştirmek için Kültür Politikası ve Kültür Yönetimi başlığında eğitim verecek kurumların varlığı önem arz etmektedir.
Türkiye’de bu alanda uzman yetiştirilmesi, Türkiye’nin Ulusal Kültür Politikası ve Kültürel Kalkınma Planı metinleriyle ortaya konan ulusal kültür politikamızın gereklerinin yerine getirilmesini de kolaylaştıracaktır.
Kültür politikası ve kültür yönetimi disiplininin eğitim, araştırma ve projeler bağlamında bir bilim dalı olarak kabul görmesi, ülke olarak iyi ilişkiler kurmayı önemsediğimiz Avrupa Birliği, UNESCO, Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşların ve gelişmiş ülkelerin bu disiplinle ilgili yaklaşım ve uygulamalarına uyum sağlamamız açısından da önemlidir.
Kültürel diplomasi bağlamında yumuşak güç kavramının etkin şekilde kullanılabilmesi de kültür politikası uzmanlarının varlığına bağlıdır.
Tüm bu gerekçeler göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’deki akademik çevrelerde bir bilim dalı olarak fiilen kabul edildiğini, 1980’lerden bu yana artarak devam eden akademik çalışmalara ve üniversitelerde açılan programlara bakarak söyleyebileceğimiz Kültür Politikası ve Kültür Yönetimi disiplininin, YÖK tarafından bağımsız bir bilim dalı olarak kabul edilmesi ve kaydedilmesi uygun olacaktır.
Bu araştırma kapsamında, Türkiye’de bugüne kadar yazılmış tezler Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Ulusal Tez Merkezi üzerinden taranarak kültür politikası ve kültür yönetimi alanına dahil olan konularda yazılan tüm tezler tespit edilmiştir. Buna göre, Türkiye’de 1985 yılından 2016 yılının başına kadar kültür politikası ve kültür yönetimi kapsamına giren çeşitli konularda toplam 1074 adet tez hazırlandığı görülmektedir.
Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi, söz konusu tezlerin % 83’ü yüksek lisans, % 16’sı doktora, % 1’i sanatta yeterlilik tezidir.
1.1 TEZLERİN KONU BAŞLIKLARINA GÖRE DAĞILIMI
Kültür politikası ve kültür yönetimi alanında yazılan tezler tespit edilirken, YÖK Ulusal Tez Merkezi arşivi aşağıdaki ana konu başlıkları ve alt başlıklara göre taranmıştır:
Alanda yazılan 1074 tezin yukarıda listelenen ana başlıklara göre dağılımı aşağıdaki grafikte görüldüğü gibidir:
Grafikte de görüldüğü gibi en fazla tezin yazıldığı konu başlığı kültür ve sanat politikasıdır. Kültür ve sanat politikası ana başlığında yazılan 489 tezin % 35’i (172 tez) sanat eğitimi, % 18’i (89 tez) kent ve kültür, % 16’sı (78 tez) kültürel ifadelerin çeşitliliği, % 13’ü (65 tez) sanatçı hakları ve fikri mülkiyet, % 12’si (59 tez) kültür politikası, % 4’ü (20 tez) kamusal sanat ve % 1’i (6 tez) sanat ve sivil toplum alt başlıklarında yazılmıştır.
Kültür ve sanat politikası başlığından sonra en fazla sayıda tezin yazıldığı başlık olan kültür mirası ve müzecilik alanında toplam 379 adet tez yazılmıştır.
Yazılan tezlerin sayısı bakımından üçüncü sırada gelen kültür endüstrileri başlığında 96, dördüncü sırada gelen sanat ekonomisi başlığında 86, son sırada gelen sanat ve kültür yönetimi başlığında ise 22 tez hazırlanmıştır.
1.2 TEZLERİN YAZILDIKLARI İLLLERE GÖRE DAĞILIMI
Kültür politikası ve kültür yönetimi kapsamına dahil olan konularda hazırlanan tezlerin yazıldıkları üniversitelerin bulundukları iller aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi bir dağılım göstermektedir:
Araştırma kapsamında incelenen tezler toplam 40 ilimizde bulunan çeşitli üniversitelerin bünyesinde yazılmıştır. Toplam 1074 tezin 513 tanesi (%48) İstanbul’daki üniversitelerde, 272 tanesi (%25) Ankara’da bulunan üniversitelerde, 84 tanesi (%8) İzmir’deki üniversitelerde, 28 tanesi (% 2,5) Konya’daki üniversitelerde, 24 tanesi (% 2) Eskişehir’deki üniversitelerde hazırlanmış, geri kalan 153 tez (%14) ise diğer 35 ilimize dağılmıştır. Bu rakamlar gösteriyor ki, kültür politikası ve kültür yönetimi alanına dahil edilen konuların yüksek lisans ve doktora düzeyinde araştırma konusu olarak seçildiği üniversiteler, ağırlıklı olarak büyük şehirlerde bulunmaktadırlar.
1.3 TEZLERİN DEVLET VE VAKIF ÜNİVERSİTELERİNE DAĞILIMI
Kültür politikası ve kültür yönetimi alanında yazılan tezlerin devlet ve vakıf üniversitelerine hangi oranlarda dağıldığı incelendiğinde söz konusu tezlerin ağırlıklı olarak devlet üniversiteleri bünyesinde yazıldığı görülmektedir.
Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi tezlerin %88’i devlet üniversitelerinde, %12’si de vakıf üniversitelerinde yazılmıştır.
Yıllar içinde tezlerin devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasında nasıl dağıldığı aşağıdaki grafikte görülmektedir.
Grafikte görüldüğü üzere, son yıllarda kültür politikaları ve kültür yönetimi alanında yazılan tezlerde vakıf üniversitelerinin payı artmıştır.
1.4 TEZLERİN YILLARA GÖRE DAĞILIMI
Aşağıdaki grafikte kültür politikası ve kültür yönetimi alanına giren konularda yazılan tezlerin sayısında yıllar içinde gözlenen değişim sanatta yeterlilik, doktora ve yüksek lisans tezleri için ayrı ayrı yer almaktadır. Söz konusu tezlerin sayısı 1985 yılından 2010 yılına kadar belirgin bir artış göstermiş, 2010 yılında tepe noktaya ulaşmış, sonraki yıllarda ise azalmaya başlamıştır[1].
1.5 TEZLERİN ÜNİVERSİTELERDEKİ ANABİLİM DALLARINA GÖRE DAĞILIMI
Türkiye’deki birçok üniversitede “Kültür Politikası ve Kültür Yönetimi” ana başlığı (veya ilgili başlıklar) ayrı bir anabilim dalı veya program olarak yer almamaktadır. Bu nedenle aslında bu alana dahil olan konularda yazılan tezler farklı bölümler bünyesinde hazırlanmakta ve farklı anabilim dalları üzerinden kayıtlara geçmektedir. Bu araştırma kapsamında incelenen 1074 tez, aşağıdaki grafikte görülen anabilim dalları ve bu anabilim dallarına yakın anabilim dalları bünyesinde savunularak kabul edilmiştir.
YÖK Ulusal Tez Merkezine kayıtlı tezlerden bazılarının hangi anabilim dalı ya da bölümde yazıldığı belirtilmemiştir. Bu tezler grafikte “diğer SBE” (Sosyal Bilimler Enstitüsü) olarak listelenmektedir.
Az sayıda tezin yazıldığı bölümler ise toplu olarak “diğer” başlığında görülmektedir. Bu başlığın içerdiği anabilim dalları ve bölümler şunlardır:
Bu araştırma kapsamında, dünyadaki üniversitelerin lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki kültür politikası ve kültür yönetimi programları ve ilgili programlar coğrafi dağılım gözetilerek taranmıştır. Söz konusu programlara sahip eğitim kurumları içinden dört farklı kıtadan (Amerika, Avrupa, Asya, Avustralya) otuz farklı üniversite tespit edilerek bu üniversitelerdeki kültür politikası ve kültür yönetimi programları detaylı olarak incelenmiştir.
Araştırma kapsamında dahil edilen üniversitelerin listesi:
Amerika:
Avrupa:
Asya:
Avustralya:
Afrika:
Yukarıda listelenen üniversitelerde, kültür politikası ve kültür yönetimi alanında eğitim verilen program başlıkları aşağıdaki gibidir:
Yukarıdaki program başlıklarıyla eğitim veren kurumların müfredatları da incelenerek bu alanda yaygın olarak verilen dersler tespit edilmiştir. Müfredatlarda en sık rastlanan dersler aşağıdaki gibi gruplandırılabilir:
Kültür Politikası:
Kültür Ekonomisi ve Yaratıcı Ekonomi:
Sanat ve Kültür Yönetimi:
Kültür Mirası:
Kültür ve Sanat Hukuku:
Diğer:
İncelenen üniversitelerden mezun olan öğrenciler, sanat ve kültüre ilişkin çok çeşitli alanlarda iş bulabilmektedirler. Mezunlar arasında kültür politikası ve kültür yönetimi alanında faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası kamu kuruluşları, kamuya ait ve özel müzeler ve galeriler, kültür sanat alanında faaliyet gösteren vakıflar, tüm kültür endüstrileri ve yaratıcı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerde yönetici olarak çalışanların yanı sıra kendi şirketlerini kurarak birer kültür girişimcisi olarak sektöre dahil olan da mevcuttur.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde ayrı bir akademik birim olarak Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü bulunmaktadır. Bölüm her biri yıllık 50 öğrenci kontenjanına sahip olan iki ayrı lisans programı (Sanat ve Kültür Yönetimi ile Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi) ve yıllık 15 öğrenci kontenjanına sahip bir yüksek lisan programı (Kültür Yönetimi) içermektedir. Bu programların yanı sıra, İletişim Fakültesinin çatı programı olan İletişim Bilimleri Doktora Programı kapsamında Sanat ve Kültür Yönetimi Bölümü akademik kadrosu tarafından doktora dersleri verilmekte ve doktora düzeyinde tez ve araştırmalara danışmanlık yapılmaktadır.
Kültür Yönetimi Yüksek Lisans Programı 2009 yılında kurulmuştur ve yıllık öğrenci kontenjanı 15 kişidir. Kurulduğu günden bu yana 18’i tezli 18’i projeli olmak üzere toplam 36 mezun vermiştir. Şu an bölümde kayıtlı 110 öğrenci bulunmaktadır.
Lisans ve yüksek lisans programlarından mezun olan öğrenciler İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) başta olmak üzere özel ve kamu vakıfları, İstanbul Modern, Arkeoloji Müzeleri, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, araştırma kurumları, fuarlar, müzayede kurumları, kültür KOBİ’leri, çeşitli etkinlik kurumlarında profesyonel kariyerlerine devam etmektedirler.
Üniversite bünyesinde, lisan, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki eğitim programlarının yanı sıra, kültür politikası ve kültür yönetimi disiplinine yönelik faaliyet gösteren bir de araştırma merkezi bulunmaktadır. 2010 yılında kurulan Kültür Politikaları ve Yönetimi Araştırma Merkezi (KPY), Türkiye’de bu alanda akademik çalışmalar yürüten ilk araştırma merkezlerinden biridir.
KPY’nin başlıca hedefleri, Türkiye’de kültür politikası ve kültür yönetimi alanlarına ilişkin, araştırmaya dayalı uygulamaya dönük analizler, öneriler ve stratejiler geliştirmek, bu analiz ve çalışmaları kültür sahasının tüm aktörleriyle paylaşmak ve yerel kültür sahasının güçlenmesi ve aktörler-arası paylaşımların gelişmesi için hem ulusal hem de uluslararası düzeyde eğitim ve araştırma işbirliklerinin sağlanmasına çalışmaktır.[2]
İstanbul’da bulunan Yeditepe Üniversitesinde, Güzel Sanatlar Fakültesine bağlı Sanat Yönetimi Bölümü bulunmaktadır. Bölüm, içerdiği Sanat Yönetimi lisans[3] ve yüksek lisans programlarıyla özellikle 1980 sonrasında hızla gelişen sanat piyasasının ihtiyaç duyduğu profesyonel kültür-sanat yöneticilerini yetiştirmek amacıyla kurulmuştur.
Yönetim bilgisi ile sanat kuram ve uygulamalarını birleştiren öğrenciler mezun olduklarında gerek sahne ve gösteri sanatları başta olmak üzere özel sektörde; gerekse kamu sektöründe çalışma olanağına sahiptirler[4].
İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde her yıl 30 öğrenci kontenjanı bulunan Sanat Yönetimi Lisans Programı yer almaktadır.
Program kültür ve sanat alanlarında, hem farklı sanat disiplinlerinin estetik, tarihsel ve toplumsal arka planlarına hem de ekonomi, işletme, pazarlama, hukuk, iletişim gibi alanlara hakim sanat yöneticileri yetiştirmeyi hedeflemektedir.
Sanat Yönetimi lisans programı mezunları, kamu veya özel sanat kurumları, çeşitli kültür-sanat organizasyonları, müze ve galeriler, kültür merkezleri, tiyatro, dans, sinema salon ve işletmeleri, medya ve eğlence sektörlerinin çeşitli alanları, prodüksiyon şirketleri ile yerel yönetimlerin ve özel şirketlerin kültür-sanat birimlerinde çalışmaktadırlar.[5]
İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi bünyesinde yer alan Sanat Yönetimi Bölümü, her yıl 45 kişilik kontenjan sağlayan Sanat Yönetimi lisans programını içermektedir. Programın hedefi, sanat ürününün kültürel değerini anlayarak tanımlayabilecek, sanatı spekülatif ekonomik ilişkilerden koruyabilecek birikim ve duyarlılıkta sanat yöneticileri yetiştirmektir[6].
Mezun öğrenciler sanat vakıf ve dernekleri, tiyatrolar, sanat galerileri, müzeler ve benzeri merkezlerde çalışma olanakları bulabilmektedirler.
Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde yıllık 60 öğrenci kontenjanı bulunan Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi lisans programı yer almaktadır.
Programın amacı sanatın özgün yapısını kavrayan ve ekonomi, işletme, pazarlamanın temel prensiplerini bilen, yönetsel, hukuki enstrumanları başarıyla kullanabilen uzmanlar ve yönetici adayları yetiştirmektir.[7]
Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Bölümü bünyesinde, Kültür Politikası ve Kültür Yönetimi disipliniyle ilişkili olarak Sanat Yönetimi lisans ve Müzecilik yüksek lisans programları bulunmaktadır.
Her yıl 30 öğrencinin kaydolduğu Sanat Yönetimi lisans programının hedefleri, sanat ve kültürün amaç ve önemini temel almak, öğrenciye sanat ve kültür alanlarında etik, politik, eğitsel, sosyal sorunları yönetme becerisi ve eleştirel bakış açısı kazandırmak ve uygulamalı eğitim misyonunu yüklenmektir.
Müzelerin toplumla iletişim içinde ve toplumun kültürel gelişimine katkıda bulunan kurumlar olması yönünde, çağdaş bir müzecilik anlayışının gelişmesine katkıda bulunmak ve Türkiye’de müzeciliğin bilimsel bir disiplin olarak belirlenmesini sağlamak amacıyla kurulan Müzecilik yüksek lisans programından mezun olan öğrenciler devlet müzeleri, özel müzeler, galeriler, kültür merkezleri, kültürel organizasyonlar ve kültür sektörünün çeşitli kademelerinde görev alabilmektedirler.[8]
Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü bünyesinde Müzecilik ve Kültürel Miras Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimi sunmaktadır.
Hem müzecilik alanını kapsayan yan dallar olan yönetim, koruma, sergi tasarımı ve yorumlama alanlarını, hem de kültürel miras yönetimi alt başlıkları olan ulusal ve uluslararası kültürel miras kurumları, koruma hukukunu ve yönetimlerini içeren programın amacı Türkiye’de günden güne artan müzecilik ve kültürel miras alanlarında yetkin profesyoneller yetiştirmektir.[9]
Kadir Has Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi bünyesinde bulunan Kültür Varlıklarını Koruma yüksek lisans programının amacı, Türkiye’nin 10.000 yıllık tarihsel geçmişini yansıtan, taşınır, taşınmaz, somut ve somut olmayan değerlerden oluşan kültür mirasının tanınması, araştırılması, koruma sorunlarının belirlenmesi, çözüm önerilerinin oluşturulması ve koruma kültürünün geliştirilmesidir.[10]
Kültür Varlıklarını Koruma yüksek lisans programı 2005-2006 öğretim yılında eğitime başlamıştır. Program mezunları kültür varlıkları ve korunması konusunda kuramsal ya da uygulama çalışmaları yürüten resmi veya özel kurumlarda çalışabilmektedirler.
Dünyada lisans ve yüksek lisans düzeyinde kültür politikası ve kültür yönetimi eğitimi veren kurumların yanı sıra Avrupa’daki söz konusu kurumların üye oldukları uluslararası bir ağ olan Avrupa Kültür Eğitimi Kurumları Ağından (ENCATC – European Network of Cultural Administration Training Centers) da söz etmek yerinde olacaktır.
ENCATC 1992 yılında, kültür sektörünün Avrupa’da ve tüm dünyada güçlü ve sürdürülebilir kılınmasında kültür yönetimi ve kültür politikası alanında eğitim ve araştırmanın önemine duyulan inançla kurulmuştur. ENCATC, kültür yönetimi ve politikası alanında eğitim veren ve araştırma yapan kurum ve profesyonellerden oluşan, 43 ülkeden 125 üyeye sahiptir. ENCATC üyeleri, dünya genelinde binlerce kültür yöneticisinin eğitimine katkı sağlamıştır.
Avrupa Birliği ve UNESCO ile işbirliği içinde çalışan bir sivil toplum kuruluşu olan ENCATC, misyonunu şu şekilde tanımlamaktadır: Avrupa’da ve dünyada kültür yönetimi ve kültür politikası eğitiminin gelişimini teşvik etmek.[11]
ENCATC aşağıda sıralanan 4 temel alanda faaliyet göstermektedir:
Türkiye’den İstanbul Bilgi Üniversitesi ile aynı üniversite bünyesinde faaliyet gösteren Kültür Politikaları ve Yönetimi Araştırma Merkezi (KPY) ENCATC üyesidir. Ayrıca Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) da ENCATC’ye Türkiye’den üye olan bir diğer kurumdur.
Uluslararası Kültür Politikası Araştırmaları Konferansı (ICCPR) kültür politikasını teorik ve pratik çerçevelerde tartışmak üzere ilk kez 1999 yılında Norveç’in Bergen şehrinde düzenlenmiştir. Çokdisiplinli bir yaklaşımla düzenlenen konferans, kültür politikasıyla ilişkili çeşitli konuları kapsamaktadır.
Uluslararası kültür politikası, kültürel diplomasi ve uluslararası ilişkiler; karşılaştırmalı kültür politikası; kültür politikası ve küreselleşme; sanat politikası ve kalkınma; kültür politikası ve kalkınma; yaratıcı şehir; kültür, sanat ve ekonomi; kültür politikası, din ve sekülerizm; dijital kültür ve kültür politikası; kültürel ifadelerin çeşitliliği; sanat eğitimi; medya ve politika gibi çok çeşitli başlıklarda makalelerin kabul edildiği ve sunulduğu konferans bu alanda çalışan akademisyen ve araştırmacıların bir araya gelerek fikir ve tecrübe paylaşımında bulunduğu önemli bir ortam sunmaktadır.
ICCPR ilk düzenlendiği yıl olan 1999’dan sonra 2002 yılında Yeni Zelanda’nın Wellington şehrinde, 2004 yılında Kanada’nın Montreal şehrinde, 2006 yılında Avusturya’nın Viyana şehrinde, 2008 yılında İstanbul’da, 2010 yılında Finlandiya’nın Jyväskylä şehrinde, 2012 yılında İspanya’nın Barselona şehrinde, 2014 yılında Almanya’nın Hildesheim şehrinde düzenlenmiştir. Bu yılın (2016) Temmuz ayında Güney Kore’nin Seul şehrinde düzenlenecek olan konferansa her yıl 50’nin üzerinde ülkeden 500’ün üzerinde araştırmacı katılmakta ve 300’ün üzerinde akademik makale sunulmaktadır.
Kültür gözlemevi, Avrupa Kültür Vakfının (European Cultural Foundation) web sitesinde (www.culturalfoundation.eu) şu şekilde tanımlanmaktadır: “Kültür gözlemevleri kültür ve sanat alanındaki olayları gözlemekle kalmaz, kültür sektöründeki eğilimleri de tespit eder. Yapılan gözlemlerin sonuçlarını izler ve yaygınlaştırır. Geçmiş kültürel eğilimleri yansıtan ve gelecekteki gelişmeleri öngören stratejiler geliştirerek kültürel sektöre geri bildirimde bulunur. Gözlemevleri farklı düzeylerde faaliyet gösterir: uluslararası, ulusal, bölgesel ve yerel. Politika geliştirmede önemli bir rol oynarlar.”[12]
1990’ların başından bu yana dünyanın çeşitli ülkelerinde kültür ile ilgili alanlarda bilgi toplamak ve yaymak temel amacıyla kültür gözlemevleri kurulmuştur. UNESCO, 1998 yılında Stockholm’de gerçekleşen Kalkınma için Kültür Politikaları Hükümetlerarası Konferansı’nda Avrupa’da kültür gözlemevleri kurulması fikrini desteklediğini ortaya koymuştur.
Dünyanın farklı ülkelerinde faaliyet gösteren başlıca kültür gözlemevleri aşağıda listelenmiştir. Kültür gözlemevlerinin dünya üzerindeki yaygın ve UNESCO gibi uluslararası kuruluşlar tarafından desteklenen varlığı, kültürel sektörlere dair bilginin toplanması ve yayılmasına ve bu bilgiye dayalı kültür politikası üretimine duyulan ihtiyacın bir göstergesidir. Bu bağlamda, kültür gözlemevlerinin çalışma alanına giren tüm konuları kapsayan kültür yönetimi alanı, akademik dünyada da kendi başına bir eğitim ve araştırma alanı olarak var olmalıdır.
DÜNYADAKİ BAŞLICA KÜLTÜR GÖZLEMEVLERİNİN LİSTESİ:
Amerika:
Avrupa:
Afrika:
Asya:
SONUÇ
Bu raporda sıralanan, kültür politikası ve kültür yönetimine ilişkin tüm alt alanlar, kültür sektörünün önemli bir bölümünü oluşturmaktadır ve yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye’de doğrudan bu alanda eğitim veren ve araştırmalar gerçekleştiren -az sayıda da olsa- üniversiteler bulunmaktadır. Sadece söz konusu üniversitelerde değil, Türkiye’nin 40 farklı kentindeki 74 üniversitede 1985 yılından bu yana kültür politikası ve kültür yönetimi disiplini ile ilgili konularda toplam 1074 adet yüksek lisans, doktora ve sanatta yeterlilik tezi hazırlanmıştır. Bu tezler, Kültür Politikası ve Kültür Yönetimi başlığı Türkiye’de henüz bir bilim dalı olarak kabul edilmediği için başka anabilim dalları bünyesinde savunularak kabul edilmiş ve YÖK’ün tez arşivine bu şekilde kaydedilmiştir. Oysa bu rapor kapsamında YÖK’ün tez arşivi taranarak listelenen tüm tezler doğrudan Kültür Politikası ve Kültür Yönetimi başlığı altında yer alması gereken çalışmalardır ve böyle bir anabilim dalının eksikliğinden dolayı her bir tez en yakın anabilim dalı altında konumlandırılmıştır.
Ciro, istihdam, katma değer gibi makroekonomik göstergeler bakımından her geçen yıl artan bir ivmeyle büyümekte olan kültür sektörü, dünyadaki gelişmiş ülkeler, Birleşmiş Milletler ve çeşitli organları, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi tarafından kalkınmanın vazgeçilmez bir bileşeni olarak görülmektedir. Söz konusu makroekonomik göstergeler arasında istihdam hem ekonomik hem de sosyal kalkınmanın itici gücü olması bakımından öncelikli öneme sahiptir. Kültür sektörü, bu sektörü oluşturan faaliyet alanlarındaki istihdamın yalnızca nicelik olarak büyümekte olması bakımından değil, kültürel mesleklerin inovasyona dayalı, yaratıcı ve teknolojiyle ilintili doğası gereği, nitelik olarak genç nüfus ağırlıklı bir yapıya sahip olması bakımından da önemsenmelidir. Genç istihdam için bir cazibe alanı olan kültür sektörünün Türkiye’nin kalkınmasına verimli şekilde hizmet edebilmesi ve Türkiye’nin kültürel sektörleri bakımında dünyada bulunduğu ligin ötesine geçebilmesi, bu sektörde çeşitli düzeylerde çalışan profesyonellerin gerekli uzmanlık düzeylerine ulaşmış olmalarına bağlıdır. Bu uzmanlık düzeylerine ulaşılması da ancak kültür sektöründeki tüm faaliyetlere yönelik nitelikli eğitimin başta üniversiteler olmak üzere çeşitli eğitim kurumları tarafından sağlanması ile mümkündür.
Türkiye’de dizi sektörüyle ilgili alınan bir tedbirle bu sektör uluslararası ölçekte önemli bir büyüme kaydetmiştir. Diğer kültürel sektörlerle ilgili benzer düzenlemelerin yapılması katma değeri yüksek olan bu sektörlerin Türkiye’nin gayri safi milli hasılasına ve ihracatına yaptığı katkıyı büyük ölçüde artıracaktır.
Sektördeki ve özellikle kültür endüstrilerindeki (yayıncılık, müzik ve sinema) uygulamalar için nitelikli işgücü yetiştirecek eğitimi sunmanın yanı sıra, yerel, ulusal ve uluslararası düzeylerde her düzeye uygun kültür politikası ve kültür yönetimi stratejisini oluşturmak üzere araştırmaların yürütülmesine ve bu araştırma çıktılarının alanda verilen eğitimi besleyecek şekilde analiz edilmesine de ihtiyaç vardır.
Türkiye’de kültür politikası ve yönetimi alanında uzman yetiştirilmesi, ulusal kültür politikamızın gereklerinin yerine getirilmesini de kolaylaştıracaktır. Avrupa Konseyi Ulusal Kültür Politikalarının Gözden Geçirilmesi Programı kapsamında hazırlanarak 2013 yılında yayınlanan Türkiye’nin Ulusal Kültür Politikası Raporu ve 21 Nisan 2016 tarihinde dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan Kültürel Kalkınma Planı, bir ulusal politika olarak, kültür alanına verilen önemin arttığının önemli göstergeleridir. Bu metinlerin içeriğinde yer alan plan ve projelerin yerine getirilmesi, verilerin ve eğilimlerin takip edilerek kültür politikasının uygulanması için kültür politikası ve kültür yönetimi uzmanlarının yetişmesine ihtiyaç vardır. Özellikle, kültürel kalkınma planında öngörüldüğü şekilde şehirlerin kültür yönetimi planlarının yapılacak olması bu alandaki insan kaynağı ihtiyacını artıracaktır. Yine kültürel kalkınma planı çerçevesinde kültür yatırımları ve girişimleri teşvik kanunu güncellenecektir. Bunun için de insan kaynağına ve araştırmaya ihtiyaç vardır.
Kültür politikası ve kültür yönetimi disiplininin eğitim, araştırma ve projeler bağlamında bir bilim dalı olarak kabul görmesi, ülke olarak iyi ilişkiler kurmayı ve bu ilişkileri sürdürmeyi önemsediğimiz Avrupa Birliği, UNESCO, Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşların ve gelişmiş ülkelerin bu disiplinle ilgili yaklaşım ve uygulamalarına uyum sağlamamız açısından da önemlidir. Avrupa Birliği Haziran 2016’da uluslararası kültürel ilişkilerle ilgili yeni stratejisini açıklamış ve kültürü AB uluslararası ilişkilerinin merkezine koymuştur. Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, kültürün, yaratıcılığın ve kültürel çeşitliliğin sürdürülebilir kalkınma zorluklarını aşmaktaki anahtar rolünü küresel düzeyde kabul etmiştir. Türkiye tarafından imzalanan ve TBMM’nin alt kurullarından geçen UNESCO 2005 Kültürel İfadelerin Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesi hükümet tarafından onaylanmak üzere genel kurul gündeminde bulunmaktadır. 2005 Sözleşmesi bağlamında UNESCO Türkiye Milli Komisyonu bünyesinde 2010 yılında Kültürel İfadelerin Çeşitliliği İhtisas Komitesi kurulmuştur. Söz konusu sözleşme yürürlüğe girdiğinde, gereklerinin yerine getirilmesi için kültür politikası ve yönetimi profesyonellerine duyulan ihtiyaç artacaktır.
Kültürel diplomasi bağlamında yumuşak güç kavramının etkin şekilde kullanılabilmesi de kültür politikası uzmanlarının varlığına bağlıdır. Çin’deki Konfüçyüs Enstitüsünün bu anlamdaki başarıları dikkate alındığında kültürel diplomasi alanında faaliyet gösterecek olan uzmanların yetişmesi uluslararası ilişkilerimize olumlu katkılar sağlayacaktır. Kültür politikası ve kültür yönetimi alanında eğitim alarak yetişecek bu uzmanlar, hali hazırda dünyada 40 noktada örgütlü olan Yunus Emre Enstitüsünün stratejik planlama alanlarındaki insan kaynağı ihtiyacını da karşılayacaktır.
Türkiye’deki akademik çevrelerde bir bilim dalı olarak fiilen kabul edildiğini, 1980’lerden bu yana artarak devam eden akademik çalışmalara ve üniversitelerde açılan programlara bakarak söyleyebileceğimiz Kültür Politikası ve Kültür Yönetimi disiplininin, bu disiplinin bir akademik alan olarak dünyanın her yerinde kabul gördüğü de göz önünde bulundurulduğunda, YÖK tarafından bağımsız bir bilim dalı olarak kabul edilmesi ve kaydedilmesi uygun olacaktır.
(UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Kültürel İfadelerin Çeşitliliği İhtisas Komitesinin girişimiyle UTMK Yönetim Kurulu tarafından Sayın Funda Lena Nazik’e hazırlatılmıştır.)
[1] Bu rapor yazıldığı dönemde YÖK’ün tez arşivine henüz dahil edilmemiş olan 2015 yılına ait tezler dahil edildiğinde 2015 yılında yazılmış tezlerin sayısının bu grafikte görünenden daha yüksek çıkması beklenir.
[2] https://kpy.bilgi.edu.tr/tr/sayfa/hakkimizda/2
[3] 2016-2017 Akademik Yılı itibariyle öğretime devam etmeme kararı almıştır.
[4] http://www.yeditepe.edu.tr/bolumler/sanat-yonetimi/genel
[5] http://guzelsanatlar.aydin.edu.tr/sanat-yonetimi/
[6] http://www.iku.edu.tr/8/1065/bolum-baskanindan.html
[7] http://www.beykent.edu.tr/akademik/lisans/guzel-sanatlar-fakultesi/sahne-ve-gosteri-sanatlari-yonetimi-1/sahne-ve-gosteri-sanatlari-yonetimi-1
[8] http://www.bologna.yildiz.edu.tr/index.php?r=program/view&id=256&aid=41
[9] https://gsssh.ku.edu.tr/akademik/arkeoloji-ve-sanat-tarihi/tezsiz-yuksek-lisans/
[10] http://www.khas.edu.tr/854/program-hakkinda
[11] www.encatc.org
[12] www.culturepartnership.eu