Biyoetik ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin (2005) 8. Maddesi, insan savunmasızlığına ve kişisel bütünlüğe saygı ilkelerini, UNESCO üyesi Devletleri evrensel olarak ilgilendiren bir biyoetik değer olarak kutsal saymaktadır. 8. Maddenin özgül amacı, ister kişisel engeller, ister çevresel etkiler veya sosyal adaletsizlik nedeniyle olsun, sağlık hizmeti, araştırma ve yeni teknolojilerin biyomedikal bilimler alanına uygulanması sırasında özel savunmasızlıkların ele alınmasıdır. Bu Rapor UNESCO Uluslararası Biyoetik Komitesinin (IBC) üç yıl süren bir çalışma sürecinin ürünüdür. Sağlığımıza ve esenliğimize ilişkin temel gereksinimlerimizi karşılama konusunda hepimiz kesinlikle eşit hak sahibiysek de, bunu hepimizin eşit ve kalıcı olarak karşılayamadığı açıktır. Komite düşüncelerini oluştururken, özellikle biyomedikal bilimlerdeki ilerlemeyle daha da barizleşip keskinleşen insanlar arasındaki bu en temel eşitsizliğin çeşitli etik yansımalarını araştırmıştır. Aslına bakılırsa, bu ilerlemeler insan esenliğinin güvence altına alınmasına yönelik birçok yeni ve güçlü olanaklar sağlarken, doğal ve bağlamsal savunmasızlıklardan faydalanan bir istismar ve yozlaşmaya da yol açmaktadır. Savunmasızlık, öncelikle en genel anlamda, insan doğasının asli bir niteliğidir ve bundan dolayı, insanlar arasında ortak kader ve sorumluluklarına ilişkin farkındalığı artırabilmektedir. Bu Rapor, özel savunmasızlık durumlarına odaklanarak, herkesin temel gereksinimlerini sağlayarak eşitsizliklerin giderildiği bir dünyada, özgür ve özerk bir birey olarak yaşama hakkına etki eden koşulları dikkate alarak, 2005 Bildirgesinin 8. Maddesinin kapsamını ve içeriğini ayrıntılandırmayı amaçlamaktadır. IBC üyesi etik uzmanları, genetikçiler, biyologlar, hukukçular, felsefeciler, psikiyatristler, nörologlar ve immünologlar, kapsayıcı ve kural koyucu olma iddiası taşımayan bu raporu yazarken, daha geniş çaplı bir yansımanın önünü açmayı ve sadece Devletlere değil, aynı zamanda bireylere, gruplara, topluluklara ve hem kamu, hem de özel sektör kurum ve kuruluşlarına yönelik olası hareket tarzlarına işaret etmeyi amaçlamışlardır.