Küresel sorunların yerel çözümü için çevre ve insanın uyumlu birlikteliğine ve katılımcı diyaloğa dayalı alan bazlı uygulama modeli ile Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına katkı sağlamayı hedefleyen UNESCO Biyosfer Rezervleri, gıda ve iklim sorunu, salgınlar, afetler, biyoçeşitlilik kaybı gibi çok yönlü krizlerle başetmeye çalışan günümüz dünyası için önemli çıkış yollarından biri olarak kabul ediliyor.
2021 yılında gerçekleştirilen 41. UNESCO Genel Konferansı’nda Uluslararası Biyosfer Rezervleri Günü olarak kabul edilen 3 Kasım vesilesiyle UNESCO Türkiye Millî Komisyonu tarafından yapılan açıklamada bu yılki Biyosfer Rezervleri gününde bilim dünyası, bu alanlardaki araştırma potansiyelinden faydalanmaya, gençler de bu alanlarla daha fazla bütünleşmeye davet edildi.
Açıklamada “ekolojik, sosyal ve kültürel değişimler ile bunlar arasındaki etkileşimleri anlamak ve bu alanlardaki dinamikleri daha iyi yöneterek, doğal ve kültürel değerleri en iyi şekilde korurken sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak amacıyla disiplinler arası yaklaşımları test etmek için birer laboratuvar niteliğinde olan biyosfer rezervleri ekosistemlerin izlenmesi; biyolojik çeşitliliğin korunması, iklim değişikliğinin etkilerinin anlaşılması, insan-çevre etkileşimi ve sosyal yapı analizi gibi birçok konuda çarpıcı sonuçların ortaya çıkarılmasında değerli veriler içermektedir.” denildi.
Açıklamada ayrıca “toplumun en önemli ve dinamik bileşenlerinden birinin gençler olduğu vurgulanarak “insanlığın doğa koruma ve sürdürülebilir kalkınma amaçlarını devam ettirme sorumluluğunu gelecek nesillere aktaracak olan gençlerin biyosfer rezervlerinde doğayı tanıma, onunla bütünleşme, yöre halkıyla etkileşim ve işbirliği gibi yollarla yerel sürdürülebilir kalkınma çabalarına destek olabilecekleri ifade edildi. Biyosfer rezervlerindeki çevresel ve sosyal sorunların çözümünde, gençlerin yaratıcı fikirlerine ve yenilikçi yaklaşımlarına duyulan ihtiyaç dile getirildi.
Dünyada ve Türkiye’de Biyosfer Rezervleri
Bugün dünyanın 134 ülkesindeki 748 biyosfer rezervi yaklaşık 7,5 milyon km2’lik toplam alanı ile Avustralya kıtasının büyüklüğüne ulaşmış durumda. Bu alanlarda yaklaşık 275 milyon insan yaşıyor.
Yakın coğrafyamızdaki İtalya’da 13, Polonya’da 10, Ukrayna’da 7, Yunanistan’da 2, İran’da 13, Kazakistan’da 15, Cezayir’de 8 biyosfer rezervi var. İlk biyosfer rezervine 2021 yılında kavşan S. Arabistan bu listedeki 134. ülke oldu.
Hâlen ülkemizin ilk ve tek Biyosfer Rezervi olan (2005) Artvin ili sınırları içindeki Camili bölgesi, yaşlı ormanları, temiz akarsuları, Kafkas arısı, yaban hayatı, göçmen kuşları ile çok önemli bir biyolojik zenginliğe, özgün bir toplumsal yaşama ve renkli bir kültürel mirasa evsahipliği yapıyor.
UNESCO İnsan ve Biyosfer Programı hakkında daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız.
UNESCO Dünya Biyosfer Rezervleri Ağı ve Camili Biyosfer Rezervi hakkında daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız.
MAB Gençliği hakkında daha fazla bilgi edinmek için lütfen tıklayınız.